Ne var ki asıl patlamasını ‘80’li yılların ikinci yarısında yaşadı. Ulusal demokratik içerikteki bu mücadelenin sürükleyici gücü, ‘60’lardaki başlangıç döneminde olduğu gibi ‘80’lerin ikinci yarısındaki patlama döneminde de, küçük-burjuvazi oldu. Küçük-burjuvazi, yalnızca ideolojik-politik planda önderlik öğesi olarak değil, fakat aynı zamanda önemli bir kadro kaynağı ve kitle gücü olarak da Kürt ulusal özgürlük mücadelesi içinde özel bir yer tuttu ve halen de tutmaktadır. Demek oluyor ki, Türkiye’de hakim politik öğe olarak oynadığı devrimci rolü geride bıraktığı bir dönemin ardından küçük-burjuvazi, Kürdistan’da benzer bir politik rolü etkin biçimde sürdüren bir sınıf olarak ortaya çıktı. Geçmişte Türkiye’nin geleneksel-devrimci demokrat hareketine önemli toplumsal dayanak olan ve onu kadrosal bakımdan sürekli besleyen Kürt küçük-burjuvazisi, bundan böyle artık büyük bir bölümüyle ulusal hak ve özlemler ekseninde bir mücadeleye kaymış oldu. Böylece artık farklı bir politik motivasyonla hareket edecek, farklı bir politik misyonun taşıyıcısı olacaktı.