Bu, ‘60’lar sonrasının büyük hareketliliği içinde küçük-burjuva öğenin toplumsal ve politik planda tuttuğu hakim yerin artık geride kalması anlamına geliyordu
Bu, ‘60’lar sonrasının büyük hareketliliği içinde küçük-burjuva öğenin toplumsal ve politik planda tuttuğu hakim yerin artık geride kalması anlamına geliyordu:
“Bugün varılan yerin 20 yılı aşkın bir geçmişi, evrimi, mantığı vardır. 12 Eylül dönemi küçük-burjuva siyasal bozulmayı ve dağılmayı yalnızca hızlandırmışur. Büyük toplumsal sorunlara, iç gerilimlere, sert sınıf çatışmalarına sahne kapitalist bir ülkede, mücadelenin yükünü sürekli çözülen bir toplumsal tabaka olarak küçük-burjuvazi omuzlayamazdı, omuzlayamadı. İki yükseliş ve onu izleyen iki gericilik döneminin ağır yükü küçük-burjuva katmanları yordu, şevk ve heyecanını kırdı, siyasal yaşamın gerisine itti. Küçük-burjuvazinin toplumsal bir sınıf olarak devrimci siyasal yaşamımıza hakim olduğu dönem artık geride kalmıştır. Politik aktiviteleriyle geçmişte işçi hareketini gölgelemiş küçük-burjuva katmanlar, yeni bir hareketliliği ancak işçi hareketinin etkisi ve onun gölgesinde yaşayabilirler.” (Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm, s.12-13)