Bu konuda konferansı o günden önemle uyaran çabalar olmadı değil. Nadir yoldaşın açmaya çalıştığı, fakat o gün için yeterince anlaşılmayan, bugün ise önemi çok iyi görülebilen tanışma bunun bir örneğidir. Yoldaş doğru anlaşılmadığı ölçüde belli tepkilere de konu olan tartışmasını, şöyle bağlamıştı:
“Toptan olmasa bile en azından politik ve örgütsel görevleri çerçevesinde aksayan bir önderlik sorunu bugün bizim için veri olduktan sonra, burada kadroların kusurları üzerinde çok özel sonuçlara varılamayacağını biliyorum. Ama ben dünün verileriyle ve bugünün bilinciyle konferansın kendisine, delegelere konuşuyorum, dedim. Artık dün bu örgüt içerisinde yaşanan sürecin yarın yeniden yaşanmaması gerekiyor. Belli bazı kaygılarım var. Bunları Konferans önünde açıktan ifade etmekte hiçbir sakınca görmüyorum. Dün I. Genel Konferansımızda geçmiş MK’nın bazı üyelerinin keyfi, bürokratça, üyelerinin gelişimini de engelleyen zaaflarına yöneltilen eleştiriler ve bu çerçevede vurgulanan üye hakları, benim görebildiğim kadarıyla, o konferansın bir kısım delegesine sonraki süreçte görev ve sorumluluklarını unutturabildi.(161)Ama tam da bu kaygıdan ve yaşadığımız pratikten hareketle söylüyorum. Yani yalnızca potansiyel bir kaygıdan da değil. Yaşadığımız pratiği de hesaba katıyorum. Bugün önderliğin görevlerine yapılan vurgu, geçmiş süreçteki sorumsuzluğa yöneltilen eleştiri, yarın bizde yeniden bazı üyelerin kendi görevlerini ve sorumluluklarını unutmalarına yolaçarsa, bu defa yine tersten bir olumsuzluk ortaya çıkabilir. Ben bunun peşinen yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum.” ...