Somut yönlendiricilikle merkezi önderliğe pratik boyut kazandırmak ve yürütülen pratiği sürekli denetlemek, elbette Merkez Komitesi’nin önderlik sorumluluğunun bir parçasıdır. Aslında bizde bu bugün bile fazlasıyla yapılmaktadır. Fakat yerleşmiş bir dizi sakat anlayış ve alışkanlık, buna rağmen ve bundan öteye örgüt birimleri için çok geniş bir görev ve sorumluluk alanı bulunduğunu; örgüt birimleri bunun bilinciyle üzerlerine düşeni en etkin bir biçimde gerçekleştirmek çabası içinde olmadıkları sürece, en yetkin ve yetenekli bir merkezi önderliğin bile çaresizlik içinde zaafa uğrayacağını yeterli açıklıkta görmeyi engellemektedir. Dahası, özellikle mahalli örgüt birimlerinin kendi görev ve sorumluluklarını gereğince yerine getirmemeleri, MK’yı doğan boşluğu doldurma girişimlerine yöneltmekte, bu ise onu kendi asli önderlik fonksiyonlarından uzaklaştırabilmektedir.