Alevi İslam iLMİhali


ZEKATIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə60/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   87

ZEKATIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI



Bir kimseye zekatın farz olması için o kimsede aşağıda belirtilen şartların bulunması lazımdır:

  1. Hür olmak: Köle ve cariyelere zekat farz değildir.

  2. Aklı başında olmak: Zengin de olsalar delilere zekat farz değildir. Geçici delilik durumunda ve halkın yıl boyu “akıllı idi.” diyeceği bir halde ise zekat vermesi farzdır.

  3. Bulûğa ermiş olmak: Zengin olsalar da zekat vermek çocuk olanlara farz değildir. Ancak, çocuk adına alış-veriş, ticaret vs. yapan şerî velîsine bu tür malların zekatını vermesi müstehâb (iyi) görülmüştür.

  4. Zekat vermek için malından tasarruf edebilme durumunda olmak: Kaybolmuş bir malın, zekat verme ânı geldiğinde elinde olmayan, borç olarak verilmiş bir malın zekatı verilmez.

  5. Zekat vermek için kişinin aslî ihtiyaç ve borcunun dışındaki mallarının nisab miktârına ulaşmış olması: Aslî ihtiyaçlar nelerdir? İnsanoğlunun hayatta olduğu müddetçe tabîi ihtiyâcı olan; kendine âit bir evi, mesleğine göre iş yeri ve oraya âit âlet ve makineleri, orta halde ev eşyası, binek, silah ve kendisinden istifâde ettiği kitaplarıyla kendisinin ve geçimleri üzerine kalan kimselerin bir senelik masrafları aslî ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlarını gidermiş olanlar zengin sayılır ve diğer şartlara sahip olurlarsa zekatlarını verirler.



ZEKATTA NİYET

Zekat verecek olan bir kimse sâhip olduğu malların nisab miktârını ve verecek olduğu zekatı bildikten sonra, kalben Allâh rızâsı için zekat vermeye niyet ederek zekatını gereken yerlere verir. Zekat verenin, zekat verdiği kişiye zekatını verdiğini ifâde etmesi gerekmez. Her insan içinde bulunduğu duruma göre bunu ifâde edebilir de etmeyebilir de. İnsanların zekat ibadetine gereken önemi vermedikleri bir ortamda, bunu dil ile de ifâde etmek teşvik ve hatırlatma amacına yönelik olursa iyi olur. Her ne kadar açıktan verilmesi ve zekat olduğunun belirtilmesi günah değilse de kişi, duruma göre kalbine en ufak bir gurur, kibir, enâniyet... vs. gibi kötü sıfatların galip geleceği ihtimâlini verirse yalnızca kalben zekat vermeye niyet eder, zekatı, zekat olduğunu belirtmeden hak sâhiplerine ulaştırır. Ve yine, kendisine zekat verilen kimsenin utanacağına, kendi kendine şeref ve haysiyet meselesi yapacağına ihtimal veriliyorsa zekatı veren kişinin bunu zekat diyerek değil, hediye ve benzeri adlarla vermesi daha iyidir. Ancak kalben zekata niyetlenmek şarttır.


ZEKATA TÂBÎ OLAN ŞEYLER



Dokuz şeyin zekatının verilmesi farzdır:

  1. Buğday

  2. Arpa

  3. Hurma

  4. Kuru üzüm

  5. Altın

  6. Gümüş

  7. Koyun (Küçük baş hayvanlar)

  8. Sığır

  9. Deve

Koyun, sığır, deve, altın ve gümüşün zekatı, bunlara oniki ay (bir yıl) sâhip olunduğunda onikinci ayın sonunda nisab miktarında ise farz olur.

Buğday ve arpanın ise üzerinden bir yıl geçmesi gerekmez. Onların zekatı, onlara buğday ve arpa denildiği anda farz olur ve harmanlandıklarında da zekatları verilir.

Kuru üzüm ve hurmanın zekatı içinde bir yıl beklenmez. Üzüm ve hurma kuruduğu ve kuru üzüm, hurma denilecek duruma geldiğinde zekatları farz olur.
BUĞDAY, ARPA, HURMA VE KURU ÜZÜMÜN ZEKÂTI
Adı geçen hubûbat yaklaşık olarak 850 kg.’a (Sekiz yüz elli kilo) ulaştığında bunların zekatı verilir.

Zekatları verilecek olan bu hububat, yağmur veya nehir suyu ile sulanarak yetişir ise zekatı onda birdir. Buna “öşür” de denilir. Şayet kova, dolap ve benzeri sistem ve yollarla (meşakkatli ve masraflı) sulanarak yetişirse zekatı yirmide birdir. Elde edilen mahsûlün yarısı yağmur veya nehirle sulanır, diğer yarısı da kova ve benzeri yollarla sulanmış ise yarısının zekatı onda bir, diğer yarısının da yirmide birdir. Yani kırkta üçü zekat olarak verilir.

Zekat verecek kimse, elde ettiği mahsûlün yetiştirilmesinde yaptığı masrafları (Tohum masrafı, ilaçlama, işçi ve sulama ücretleri vs. gibi) ürünün gelirinden düşebilir ve geri kalanın zekatını verir.

Zekatı verilmiş olan buğday, arpa, hurma ve kuru üzüm gibi hububat daha sonra insanın yanında yıllarca da kalsa onlardan ayrıca zekat verilmesi gerekmez.



ALTININ NİSÂBI VE ZEKATI
Altının iki nisabı (zekat verilmesi için belirlenen ölçü) vardır;

Birinci nisâb: Altın 72 grama343[343] (15 miskâl)344[344] ulaşırsa bunun zekatı olarak kırkta biri verilir. Bu da 1.8 gram altındır. Bu miktâra ulaşmayan altına zekat düşmez.

İkinci nisâb: Nisab miktarı hesaplanarak zekatı verilen altından (üç miskal) 14.4 gr. altın artarsa bölme işlemine devam edilerek artan miktarın da zekatı hesaplanılarak verilir. 14.4 gramdan az artan altın için bu şekilde bir hesaplama ve zekat yoktur.

Anlaşılır bir örnek verelim:

Bir kimsenin 365 gram altını bulunsun. Zekat vermekle ilgili diğer şartlara da hâiz olan bu kimse altınının zekatını nasıl hesap ederek verir?

Bu kişi 72 gram üzerinden zekat vermeyi ölçü olarak almış ise; 365 gramda kaç 72 gram olduğunu bulur.

365:72=5 sonucunu bulur. 5 gramda artar.

72 gramda 1.8 gr. zekat verildiğine göre 72 gramın 5 katı olan 360 gramda 1.8x5=9 gr. zekatını birinci nisâba göre verir.

Geriye artan 5 gr. altın 14.4 gramın altında bir miktar olduğundan ona ayrıca zekat düşmez. Dolayısıyla, 365 gram altının toplam zekatı 9 gr. altın veya tutarı olur.



İkinci bir örnek;

Varsayalım altının tamamı 380 gram idi. O taktirde 360 gramın zekatı olan 9 gram veya tutarı zekat olarak verildikten sonra, geriye 20 gram arttığından ve bu da ikinci nisabda belirtilen 14.4 gramın üzerinde olduğundan bu durumda altının tamâmı olan 380 gramın zekatı hesaplanır ve tamâmının zekatı verilir.



Yani; 380:72=5.2 eder. 72 gramdan 1.8 gr. zekat verildiğine göre 72 gramın 5.2 katı olan 380 gramdan ise 5.2x1.8=9.36 gram zekat verilir. Böylece ikinci nisâba göre 14.4 gramdan fazla artmış olan altının da zekatı verilmiş olur. (14.4 gramı dikkate almamış olsaydık bölme işlemimiz, artan 20 kaldığında sona erecek 20 gram 72 grama ulaşmadığı için zekattan muaf kabul etmiş olacaktık.)

GÜMÜŞÜN NİSÂBI VE ZEKÂTI
Gümüşün de iki nisâbı vardır:

Birinci nisab: 504 gram (105 miskal) gümüş elde olur ve diğer şartlarda bulunursa bunun kırkta biri (ki 12.6 gram eder.) zekat olarak verilir. Bu miktara ulaşmayan gümüşe zekat düşmez.

İkinci nisab ise: Nisab miktarı hesaplanarak zekatı verilen gümüşten (yirmibir miskal) 100.8 gram veya daha fazla gümüş artarsa bu da 504 grama ilâve edilerek tamamının zekatı verilir. Artan gümüş 100.8 gramdan aşağı ise bu artan kısma zekat düşmez, zekat birinci nisâba göre hesaplanılarak verilir.345[345]

Bir kimsenin nisab miktarına ulaşan altın ve gümüşü olursa, bunların zekatı verilmişte olsa ilk nisabından aşağıya düşmediği müddetçe şartlar uygun ise her yıl onların zekatını vermek farzdır.

Altın ve gümüşü olan birisinin, altını veya gümüşünden hiç birisi nisab miktarına ulaşmamışsa onlara zekat farz olmaz.

Kullanım durumunda olmayan külçe altın ve gümüşe, kadının normalde kendi şahsına kullandığı ticaret amaçlı olmayan ziynet eşyasına, erkeğin kılıç, silah ve benzeri özel eşyasındaki altın ve gümüşe, süs olarak evde bulundurulan altın ve gümüşle kaplanmış kap, kaşık ve benzeri şeylerdeki altın ve gümüşe de zekat düşmez... Ancak kişi dilerse Allâh’ın rızâsını talep amacıyla bütün bunlardan tasadduk ve infakta bulunabilir. Ziynet eşyalarından zekat verilmesi de farz olmamakla birlikte Ehl-i Beyt’in @ öğretilerinde müstehab (sünnet-iyi bir amel) olarak görülmüştür.


DAVAR, SIĞIR VE DEVENİN NİSÂBI VE ZEKÂTI
Hayvanlardan sadece koyun, keçi, sığır ve devenin zekatının verilmesi farzdır. Bunların zekatının farz olması için zekat ile ilgili şartlara ilâve olarak iki şart daha vardır.

  1. Bu hayvanlar yılın tamamında çalışmamış olmalıdır. Bir iki gün çalışması dikkate alınmaz.

  2. Yıl boyunca ya da en az yılın altı ayı ve daha fazlasında kır otundan otlanmış olmalıdır.

Çift sürmek, yük taşımak, binmek, boğazlamak, sütünden ve etinden istifâde etmek amacıyla yetiştirilen ve yılın tamâmına yakın bölümü yemlemek suretiyle beslenen hayvanlar zekata tâbî olmazlar.
KOYUN-KEÇİNİN NİSÂBI VE ZEKÂTI
Koyunun beş nisâbı vardır:

1. Kırk koyunun zekatı; bir koyundur. Kırka ulaşmayan koyunlara zekat düşmez.

2. Yüzyirmibir koyunun zekatı; iki koyundur.

3. İkiyüzbir koyunun zekatı; üç koyundur.

4. Üçyüzbir koyunun zekatı; dört koyundur.

5. Dörtyüz ve bundan yukarısı koyunlar; Bu nisaba ulaşan koyunlar için yüz, yüz hesap edilerek, her yüz koyuna bir koyun zekat verilmelidir.

Verilecek olan zekat, ya malın kendinden veya tutarı miktarınca paradan verilebilir. Zekat verilecek koyunun en zayıfını veya tutarını vermek uygun olmadığı gibi, en semizini veya tutarını da vermek gerekmez. Orta halli olanının verilmesi uygun olanıdır. Buna rağmen kişi durumuna, takvâsına, Allâh rızâsına duyduğu aşk ve muhabbetine bağlı olarak en iyisini de verebilir.

Zekat olarak verilecek koyun ise, en az ikinci yılına girmiş, keçi ise, üçüncü yılına girmiş olmalıdır.


SIĞIRIN NİSÂBI VE ZEKÂTI
Sığırın iki nisabı vardır:

  1. Otuz sığırın zekatı; iki yaşına girmiş bir buzağıdır.

  2. Kırk sığırın zekatı; üç yaşına girmiş dişi bir buzağıdır. Otuz ile kırk arasının zekatı farz değildir.

Mesela; Otuzsekiz tane sığırı olan bir kimse bunlardan otuzunun zekatını belirtilen ölçüye göre verir. Gerisine zekat gerekmez. Kırktan fazla sığırı olan kimse de mevcut altmışa ulaşmış ise, otuz, otuz hesap ederek zekatını verir. Kırktan fazla ancak altmıştan az ise, kırkın zekatını verir. Gerisine zekat yoktur. Sığırlar ne kadar çoğalırsa çoğalsın böylece hesap edilir ve uygun nisaba göre zekatı verilir.

Örnek; Yetmiş sığırı olan bir kimse zekatı bir otuz, bir de kırk nisabına göre hesap etmeli ve ona göre zekatını vermelidir.


DEVENİN NİSÂBI VE ZEKÂTI
Devenin Oniki nisabı vardır:

  1. Beş devenin zekatı; bir koyundur. Beşin aşağısına zekat düşmez.

  1. On devenin zekatı; iki koyundur.

  1. Onbeş devenin zekatı; üç koyundur.

  1. Yirmi devenin zekatı; dört koyundur.

  1. Yirmibeş devenin zekatı; beş koyundur.

  1. Yirmialtı devenin zekatı; ikinci yılına girmiş dişi bir devedir.

  1. Otuzaltı devenin zekatı; üçüncü yılına girmiş dişi bir devedir.

  1. Kırkaltı devenin zekatı; dördüncü yılına girmiş dişi bir devedir.

  1. Altmışbir devenin zekatı; beşinci yılına girmiş dişi bir devedir.

  1. Yetmişaltı devenin zekatı; üçüncü yılına girmiş iki dişi devedir.

  1. Doksanbir devenin zekatı; dördüncü yılına girmiş iki dişi devedir.

  2. Yüzyirmibir ve yukarısıdır; Bunların zekatı ya kırk, kırk hesap edilerek, her kırk tanesi için üçüncü yılına girmiş bir dişi deve, veya elli, elli hesap edilerek her elli tanesi için dördüncü yılına girmiş bir dişi deve verilmelidir. Tamâmının zekatının uygun olarak verilmesi için duruma göre kırk-elli olarak da hesap edilmek suretiyle zekat verilebilir.

Mesela; Bir kimsenin 144 devesi olsa: Bu kimse, develerini isterse 50, 50, 40 hesap ederek zekatını verir Kalan dört deveye zekat düşmez. İsterse, 40, 40, 40, 20 vs. şeklinde hesap ederek zekatını verir. Her ne şekilde hesap edilirse edilsin artan miktar nisabın altında olmalıdır.

Davar, sığır veya deve için belirtilen nisabların arasında ayrıca bir zekat yoktur. Bunlar hangi nisaba ulaşmışlarsa ona göre zekatları verilir. Bir üst nisaba ulaşmadığı müddetçe önceki nisabtan artanlara zekat düşmez.

Davar, sığır ve devenin zekatını verecek olan kimse, onların zekatını başka bir maldan tutarı miktarında verirse, sayılar nisab miktarından aşağıya düşmedikçe her yıl onların zekatını vermelidir.

Maldan geçemeyen, candan nasıl geçer?


Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin