Alevi İslam iLMİhali


ORUÇ BOZULDUĞUNDA YALNIZCA KAZASININ FARZ OLDUĞU HALLER



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə55/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   87

ORUÇ BOZULDUĞUNDA YALNIZCA KAZASININ FARZ OLDUĞU HALLER



Bir Müslüman’ın üzerine yalnızca kazâ tutması farz olan haller;

● Oruçlu bir kimse Ramazan ayının gündüzünde kasten kusarsa,

● Oruca hiç niyetlenmez veya riyâ (gösteriş) için oruç tutmuşsa,

● Ramazan ayında cünüp iken gusletmeyi unutup da bir veya bir kaç gün orucunu cenâbet haliyle tutarsa,

● Ramazan ayında sabah olup olmadığını araştırmadan orucu bozacak bir iş yapar da sonradan sabah olduğu anlaşılırsa,

● Sabah olmadı diyen birinin sözü üzerine orucu bozan bir şey yaptıktan sonra sabah olduğunu anlarsa,

● Sabah oldu diyen bir kimseye inanmayıp, şaka yaptığını zannederek orucu bozan bir şey yapıp sonradan da sabah olduğunu anlarsa,

● Birilerinin sözü üzerine zamanından önce iftar yapıp, sonra da iftar vaktinin girmemiş olduğunu anlarsa,

● Abdest için değil de, sadece serinlemek ve benzeri sebeplerle ağzını çalkalarken elinde olmadan su yutarsa.

Bütün bu durumlarda güne gün kaza yapılması farzdır. Üzerinde kaza orucu bulanan bir Müslüman imkan bulduğu an gerektiği şekilde bunu yerine getirmeli, Rabbine karşı olan borcunu geciktirmemeye çalışmalıdır.


KAZÂ VE KEFFÂRET GEREKTİREN HALLER

Ramazan ayı orucunda kasten kusma ile, uyanabilirim zannı ile cünüp olarak uyuyup sabah ezanına kadar uyuya kalma hâli hâriç, orucu bozan diğer bütün hallerde kasıt olması durumunda hem kazâ hem de keffâretin yerine getirilmesi farzdır.


ORUCUN KEFFÂRETİ

Ramazan orucunun keffâreti üzerine farz olan kimse, ya bir köle âzâd etmeli,306[306] ya iki ay oruç tutmalı, ya altmış fakiri günde bir öğün olacak şekilde orta bir halde doyurmalı veya altmış fakirden her birine yaklaşık olarak 750 (yedi yüz elli) gr. (bir mudd) buğday, arpa ve benzeri bir şeyi veya tutarını vermelidir.307[307]

Keffâret orucunu tutamayan veya belirtilen keffâreti yerine getiremeyen kimse ise, gücü yettiğince bunları yapmaya çalışmalı, hiç olmazsa Allâh’tan hulûs-u kalb ile aff-ı mağfiret dilemelidir.

Ehl-i Beyt’in @ erkânına göre keffâret orucunun en az otuz bir günü peşi peşine olmalıdır. Diğer kısmının peş peşe olmamasının bir sakıncası yoktur.

İki ay Ramazan ayı orucunun keffâretini tutmak isteyen bir kimse, orucuna aralıksız otuzbir gün tutabileceği şekilde başlamalıdır. Bu süre içerisine, Kurban bayramı gibi oruç tutmanın harâm olduğu bir zaman denk gelmemelidir. Otuzbir gün içerisine böyle bir gün denk gelirse oruca yeni baştan başlanmalıdır.

Peşpeşe oruç tutulması gereken günlerin arasında âdet, lohusalık ve mecbûri yolculuk gibi bir özür çıkarsa bu özürler yok olduktan sonra oruca baştan başlanması gerekmeyip, kalan kısmı tamamlanır.

Belirli bir günde oruç tutmayı nezretmiş olan bir kimse, o günün orucunu kasten bozarsa, ya peşpeşe iki ay oruç tutmalı ya da altmış fakiri doyurmalıdır.

Oruçlu bir kimse Ramazan ayında oruçlu olan hanımını mecbûr kılarak onunla cimâ ederse, kendisinin ve hanımının birlikte keffâretini vermelidir. Şayet kadın da ilişkiye gönüllü râzı olmuşsa o taktirde her birisine ayrı ayrı bir keffâret farz olur.

Bir kadın oruçlu olan kocasını cimâ yapmaya veya orucunu bozacak bir iş yapmaya zorlamışsa her birine ayrı ayrı keffâret farz olur.

CEMÎ (TOPLU) KEFFÂRET
Bir kimse orucunu harâm olan bir şeyle bozarsa (Meselâ; İçki içerek, zina ederek, haram olduğunu bildiği her hangi bir şeyi yiyerek, hanımı ile hayızlı olduğu halde cimâ ederek, Allâh’a, Peygambere @ ve İmâmlara @ yalan isnât ederek) cemî keffâret o kimse üzerine farz olur.

Cemî keffâret: Bir köle âzâd etmek, (Bu hüküm genel olarak günümüzde sâkıt olmuştur.) iki ay oruç tutmak ve altmış fakiri doyurmaktır. Bunların tamâmına güç yetiremeyen kimse gücünün yettiği kadarını yapmalıdır.

Oruçlu bir kimse Ramazan ayının bir gününde orucu bozan şeyleri bir kaç kez de yapsa bir keffâret veya bir cemî keffâret gerekir.


KAZÂ ORUCU

Müslüman; Allâh’a kul olduğunun şuuruyla kendine yön veren kimsedir. Ramazan orucunu da bu anlayış içerisinde yerine getirir. Ancak geçerli bazı mazeretlerden dolayı -Meselâ; yolculuk, hastalık, hayız, nifas halleri, beşerî zaaflarından dolayı orucunu tutamamış olmak gibi- oruç tutamamış olan kimse en uygun zamanda tutamadığı oruçlarının kazâsını yerine getirmelidir.

Deli olan birisinin akıllandığında, delilik günlerine denk gelen oruçlarını, kâfir olan birinin de Müslüman olduğunda, kâfirlik zamanlarına denk gelen oruçlarının kazâsını yapması farz değildir.

Hastalık ve ihtiyarlıktan dolayı güç yetirememe sebebiyle Ramazan orucunu tutamayan ve tutamayacak durumda olan bir kimsenin [Bakara (2): 184] âyetinin hükmü gereğince her bir gün için bir fakiri doyurması veya bir fakire 750 gr. buğday, arpa ve benzeri bir şeyi ya da tutarını fidye olarak vermesi gerekmektedir.



Her ne sebeple olursa olsun oruç tutmamış olanlar, diğer dindaşlarını rencide etmemek, onların izzet-i nefislerine dokunmamak ve toplumsal barışı ve yaratılıştaki kardeşliği zedelememek için açıktan yiyip içmemeli, oruç tutan kardeşlerine saygıda kusur etmemelidirler. Oruç tutan kimseler de, nefsin heva ve hevesine kapılarak, şeytânın iğvâsı ile gururlanmamalı, kendisini bu ameliyle cennetten bir köşe kapmış kimse gibi görerek diğer insanları küçümsememelidir. Karşılıklı hoşgörü, sevgi, saygı ve yanlış bilinen mevzuları tatlı dil ve gönül genişliği ile îzâh ederek düzeltmeye çalışmak mümin-i kâmilin sıfatıdır. Muhammedî yolun şîarıdır.

ORUCUN BOZULMASI VE KAZÂSI İLE İLGİLİ EHL-İ BEYT’TEN BAZI RİVÂYETLER



Velâyet semâsının parlak yıldızı İmâm Cafer Sâdık’a @ soruldu; “Bir kimse Ramazan ayının orucunda oruçlu iken unutarak bir şey yese, içse yada eşiyle ilişkiye girse, sonra da oruçlu olduğunu hatırlasa ne lazım gelir?”

Buyurdular @; “Oruçlu olduğunu hatırladığı anda yemeyi, içmeyi veya ilişkiyi bırakır ve orucuna devâm eder. Orucunu kazâ etmesi de gerekmez. Çünkü bu yeme içme vs. Allâh’ın o kuluna (unutturma yoluyla verdiği) bir ikrâmıdır...”308[308]

Güneşler güneşi İmâm Muhammed Bâkır’a @ soruldu; “İnsanlardan bir gurup birilerinin Ramazan orucunu sebepsiz, mazeretsiz üç gün oruç tutmadıklarına şâhit olsalar oruç tutmayana ne yapılması gerekir?” İmâm @ buyurdular; “Oruç tutmayan kimseye sorulur. “Sen oruç tutmamakla günah işlemiş olmuyor musun?” O kimse de “hayır” derse, Müslüman’ların önderine (halîfesine-liderine) durum bildirilir. O kimsenin cezâsı ölümdür. (Zira o kimse bir farzı inkâr etmiş, işlemiş olduğu bir harâmı helâl kabul etmiş olur.) Yok, eğer; “evet” derse o zaman (âdil halîfenin takdîrine göre) uslanması amacıyla dövülür.”309[309]

Altıncı hak İmâm Cafer Sâdık’a @ soruldu; “Eşlerin birbirlerine dokunmaları, öpmeleri, okşamaları ve benzeri durumlarda oruçları bozulur mu? Kazâ gerekir mi?” İmâm @ buyurdular; “Genç kimselerin bunları yapması uygun bir davranış değildir. Çünkü ellerinde olmadan boşalma vâki olabilir. Ancak, ihtiyarların bu amellerinden dolayı belirtilen tehlike yoksa bir sakıncası da yoktur.”310[310]

İmâm Muhammed Bâkır @ ve İmâm Cafer Sâdık’a @; “Kan aldırmanın veya hamama gitmenin orucu bozup bozmadığı sorulduğunda” Buyurdular @; “Şayet bedenî bir zayıflık ve dayanıksızlık hâli ortaya çıkmayacaksa sakıncası yoktur. 311[311](Hamamda başın tamâmıyla suya sokulmaması şarttır.)

İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Yemek yapan erkek veya kadının,yemeğin tadına, tuzuna bakmasında (boğazına kaçırmamak şartıyla) bir sakınca yoktur.”312[312]

Hz. İmâm Muhammed Bâkır @ buyurdular; “Doğumu yaklaşmış hâmile bir kadın ile, sütü az olan emzikli bir kadın dilerlerse oruç tutmayıp güne gün olacak şekilde bir fakiri doyururlar, dilerlerse daha sonra güne gün kazâsını yaparlar.”313[313]

İmâm Cafer Sâdık’a @; “Ramazan ayında bir özürden dolayı tutulamamış bir kaç orucun kazâsı nasıl tutulmalıdır?” diye sorulduğunda, buyurdular @; “Bu kazâlar ayrı ayrı da birbiri peşi sıra da tutulabilirler.”314[314]

İmâm Cafer Sâdık’a @; “Üzerinde Ramazan ayı orucunun farzı olan bir kimse nâfile oruç tutabilir mi?” diye sorulduğunda, buyurdular @; “Hayır, tutamaz. Öncelikle üzerine farz olan kazâ orucunu tutmalıdır.” (Buradaki nehiy, yasak getirme değil, daha efdal olanını tavsiye niteliğindedir. İlla da nâfile oruç tutmak isteyen kimseler, oruçlarını tutabilirler.) 315[315]

ORUÇLU KİMSEYE MEKRÛH OLAN AMELLER
● Göze ilaç dökmek.

● Göze sürme çekmek.

● Güçsüzlük oluşturacaksa, kan aldırmak, hamama gitmek vs.

● Enfiye çekmek. Güzel kokulu bitkiler, esans, kolonya gibi şeyler koklamak.

● Kadının suda oturması.

● Fitil kullanmak.

● Üzerindeki elbiseyi serinlemek ve benzeri sebeplerle ıslatmak.

● Ağzın kanamasına sebep olmak, diş çektirmek, yerine göre diş fırçalamak, misvak kullanmak.

● Kasıtlı olmasa dahi, insanın boşalmasına sebep olacak öpme, okşama gibi şehvet uyandırıcı şeyler yapmak. Meni gelirse oruç bozulur.
ŞERÎÂT, TARÎKAT YOLDUR VARANA,

MARİFET, HAKÎKAT ANDAN İÇERU.


Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin