Komünistler olarak, bugünün Türkiye’sinde devrimci siyasal mücadelenin en temel sorununun önderlik sorunu olduğunu döne döne vurgulayageldik. Kuşkusuz burada asıl ve öncelikle vurgulanan, sınıfın devrimci önderliğinin, öncü sınıf partisinin henüz yaratılamamış olması gerçeğidir. Fakat tam da bu temel zaafın kendisi, aynı zamanda, ancak kendisine yön verme yeteneğine sahip böyle bir parti sayesinde ezilenler cephesinin sürükleyici(146)kuvveti rolünü oynayabilecek olan işçi sınıfının da, sonuçta bu rolü oynayamaması zaafına yolaçmaktadır. Bu ise, “siyasal süreçlerde tıkanma” dediğimiz toplum düzeyindeki daha genel bir soruna zemin oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, ‘94 Dönemeci değerlendirmesi, tam da bu zincirleme bağlantı içinde, sınıfın öncü partisi sorununu, “devrimci siyasal mücadelede gerçek bir mesafe katetmenin çözücü, dolayısıyla kavranacak halkası” olarak tanımlar.