Komünist partisini inşa mücadelesi, devrimde proletaryanın sınıf önderliğini yaratmak mücadelesidir. Fakat kolayca anlaşılır ki, parti bunu ancak kendisi de sağlam, yeterli ve yetenekli bir önderliğe sahip olduğu ölçüde başarabilir. Böyle olunca, proletarya partisini inşa süreci, herşeyden önce, onun kendi önderliğini yaratma sorunu olarak çıkar karşımıza.
Partinin kendi merkezi önderliği sorunu, bu çerçevede, ayrı bir yere ve kritik bir öneme sahiptir. Marksistler, öncü sınıf partisinde önderlik sorununa her zaman ayrı bir önem vermişlerdir. Zira onlar, “modern burjuva toplumda sınıfların siyasal partiler tarafından yönetildiğini; siyasal partilerin de, genel kural olarak, en çok otorite ve etki sağlamış olan, en deneyimli ve sorumlu görevlere seçim yoluyla gelen ve lider diye adlandırılan kişilerden meydana gelmiş, oldukça kararlı gruplar tarafından yönetildiğini” (Lenin) işin abc’si sayarlar. Ve dahası, tarihin en zorlu mücadelesi sayılması gereken toplumsal devrim mücadelesini yönetmek misyonuyla yüzyüze olan bir sınıf ve onun partisi için bunun ne demek olduğunu da çok iyi bilirler.