Sermayenin seçimi izleyen dönemde gündeme getireceği yeni saldırıya işçi sınıfının sessiz kalmayacağı, tersine bunun sınıf kitlelerinde yeni bir eylem dalgasına yolaçacağı belliydi. Komünistler bunu değerlendirmelerinde döne döne ve tüm açıklığı ile ifade ettiler. Bugün bu gerçekleşmiş bulunuyor. 5 Nisan Kararları işçi sınıfı saflarında ve geniş emekçi katmanlar içinde büyük tepkilere yolaçtı. Bu tepkiler halihazırda bir eylem dalgası(223)olarak kendini ortaya da koyuyor.
Bugünkü kitle hareketi, şu veya bu işverene ya da işveren grubuna değil, dosdoğru sermayenin mevcut hükümet aracılığıyla gündeme getirilen politikalarına ve onun arkasındaki emperyalist finans merkezlerine karşıdır. Bu yönüyle hareket politik niteliktedir. Bu nitelik işçilerin eylemlerde kullandıkları sloganlardan ve ileri sürdükleri taleplerden de somut olarak yansımaktadır.
Bununla birlikte hareketin bu niteliği henüz yeni ve son derece zayıftır. Proleter ve emekçi kitleler açık siyasal amaçlarla harekete geçmiş değiller. Yalnızca kendi iş ve yaşam koşullarına doğrudan ve acımasızca yönelen bir saldırıya karşı adeta bir refleks halinde tepki gösteriyorlar. Bu anlamda hareket halen kendiliğinden niteliktedir ve sendikal çerçevenin o son derece dar sınırları içindedir. Öte yandan, mücadele biçimleri açısından da hareket henüz fazlaca bir yenilik sergilememektedir. İşçiler son yılların olağanlaşmış eylem biçim ve yöntemlerini kullanmaktadırlar. Yasaları bir çok bakımdan aşan, fakat barışçıl niteliğini özenle koruyan bir eylem çizgisi izlenmektedir. Nispi bir yenilik, sermayenin genel saldırısına karşı çeşitli bölge ve sektörler arasında daha yakın bir ilişki ve dayanışma, dolayısıyla genel bir karşı direniş eğilimidir. Elbette bu çok önemlidir ve hareketin politik karakterini geliştirecek önemli bir olanaktır.