SEYYİD RÛHULLÂH’A (r.a.) GÖRE HACCIN BAZI HAKÎKATLERİ VE TAVSİYELER
“...Haccın hakîkati şudur; Gidiniz, halkın derdini öğreniniz, yoksulların nasıl bir durumda olduğunu görünüz ve onların dertleriyle ilgileniniz. Eğer insanlar hacca gitmekle daha önce sâhip olamadıkları bir refah içerisinde olmaları gerektiğini düşünürlerse bu hac olmaz...
...Ey Kabe’nin ziyâretçileri! Kendi amellerinize dikkat edip, kendinizi korumalısınız. Bu yolculuğunuzu Allâh’a doğru bir yolculuk olarak değerlendiriniz. Bu yolculuğunuz ile belki de Allâh katında çok üstün bir derece kazanacağınızı biliniz. Allâh göstermesin, zilletin en aşağı mertebesine düşme ihtimâli de vardır.
...Dikkat ediniz ki hac yolculuğu maddî kazanç ve alış-veriş yolculuğu değildir. Dünyâ malı elde etme yolculuğu da değildir. Bu yolculukta yapılan bütün işler Allâh’ın rızâsını kazanmak için olmalıdır...
...Sizler şeytânı, içinizdeki şeytânları taşlamaya gidiyorsunuz. Siz, Rahmânî olunuz ki taşlamanız da Rahman ordusunun şeytânı taşlaması olsun. Siz, kutsal vakfeler yapıyorsunuz, bu vakfelerinize günah bulaştırmayınız ve yasak olan amelleri işlemeyiniz...
Hac farzı, diğer farzlar arasında farklı bazı özelliklere sahiptir. Denebilir ki onun siyâsî ve sosyal yönü diğer yönlerinden üstündür. Bununla birlikte ibâdet yönü de apayrı bir özelliğe sâhiptir...
...Hacda bulunan bu muhteşem topluluk, Müslüman’ların karşı karşıya bulunduğu sorunları incelemeli ve bu sorunların giderilmesi yolunda ortak çareler aramalı, kararlar almalıdır...
...Hacca giden Alevî-Şîi Müslüman’lar orada fitneye sebep olacak hal ve hareketlerden şiddetle kaçınmalı, Ehl-i Sünnet Müslüman kardeşlerinin cemaat namazlarına iştirak etmeli, bölücülük ve fitne olarak algılanabilecek davranışlar sergilememelidirler...”362[362]
Hac yolculuğu âdâbı;
Yola çıkılacağı zaman besmele çekilmeli.
Sadaka verilerek ve Âyete’l Kürsi okunarak yolculuğa başlanmalı.
Yol arkadaşlarına yardım edip onların ihtiyaçlarının giderilmesine çalışılmalı.
Harcama hususunda kendisi gibi olan bir yol arkadaşı seçmeli.
8.Namaza ehemmiyet vermeli ve vaktin evvelinde kılmalı.
9.Ziyâret yolculuklarına çıkmadan önce, mümkün ise gusletmeli.
10.Yolda yersiz konuşmayı, kavgayı ve husumeti terk etmeli.
11.Dâima abdestli olmaya çalışılmalı.
12.Ziyâretçinin elbisesi temiz, yeni, güzel ve beyaz olmalı.
13.Güzel kokular sürünülmeli.
14.Mukaddes mekanlara girilirken, sükûnet ve vakar ile adım atmalı, huşû içerisinde baş öne eğilmeli.
15.Özellikle hac seferinde âileye hediyeler getirilmeli.
Bir kaç sağlık tavsiyesi;
Hacı adaylarının, fazla sıcaklık yüzünden meydana gelen hastalıkları önlemek için aşağıdaki konulara dikkat etmeleri ve onları yerinde uygulamaları gerekmektedir;
Yeterince su içiniz.
Vücuttaki tuz miktarı, terleme yoluyla normalin altına iner. Bu tuz düşüklüğünü günlük yemeklere, sebze ve salatalara tuz eklemekle gidermeye çalışınız. Doktor tavsiyelerine önemle uyunuz.
Beyaz, açık renkli, ince ve zarif elbiselerden yararlanınız. Su geçirmeyen, naylon veya benzeri elbiseleri giymekten sakınınız.
Vücudunuzun Arabistan sıcağına alışabilmesi için Arabistan’a hareketten bir kaç hafta önce, günde bir kaç saat güneşleniniz. Yürüyüşler yaparak vücudunuzu alıştırınız.
Mümkün olursa dînî amellerinizi havaların soğuduğu ve rüzgar esintilerinin bulunduğu gecelerde yapınız. Gündüzün sıcaklığı altında, bedensel faaliyetlerden ve yol yürümekten sakınınız.
Daha önce yapılmış ve bozulmaya yüz tutmuş yemeklerden yararlanmayınız.
Her zaman ve her yerde temiz ve kontrollü suları içiniz, şüpheli sulardan uzak durunuz.
Baş dönmesi, kusma ve diğer rahatsızlıklarınızda vakit geçirmeden doktora baş vurunuz.
Tuvalete gidince elinizi sabunla yıkayınız. Kağıt mendiller ya da temiz havlularla kurulanınız.
Her gün bedeninizi ve ayaklarınızı yıkayınız.
Tırnaklarınızın uzamamasına dikkat ediniz. Devamlı hamama gidiniz ve kendinize ait temiz havlularla kurulanınız.
Her yerde ve her zaman Resûlullâh’ın @ şu hadîsini hatırınızdan çıkarmayınız.
Ki, @ buyurmuştur; “Temizlik îmandandır.”
HAC, UMRE, KURBAN VE ZİYÂRET İLE İLGİLİ EHL-İ BEYT KELÂMINDAN NURDAN DAMLALAR
İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Bir hac, içerisi altın dolu bir evin altınlarının, tükeninceye kadar sadaka olarak verilmesinden daha hayırlıdır.”364[364]
İmâm Cafer Sâdık @ ve İmâm Ali @ buyurdular; “Yılın her ayında bir umre yapılabilir. En faziletli umre ise, Receb ayında yapılanıdır.”365[365]
Yine İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Hacılar üç kısımdır: Bir kısmı; Cehennemden âzad olanlardır. Bir kısmı; analarından doğdukları gün ki gibi günahlarından arınanlardır. Bir kısmı da; âile efrâdını ve malını Allâh’ın koruması altına almış olanlardır. Bu sonuncusu; en düşük karşılıkla (mükâfatla) geri dönen hacılardır.”366[366]
İmâm Zeynelâbidîn @ buyurdular; “Ey hacca gitmeyen-gidemeyenler! Hacıları karşılayınız, onlarla musâfaha (tokalaşma, kucaklaşma vs.) yapınız. Onlara hürmet gösteriniz. Onlarla mükâfatlarında ortak olmak istiyorsanız bu şekilde davranınız...”367[367]
Dînin Güneşi İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Hac görevini yerine getirenler olduğu müddetçe bu din ayakta kalacaktır.”368[368]
İmâm Cafer Sâdık’a @ soruldu; “Bir kadın yanında mahremi olmadan hacca gidebilir mi?” İmâm @ buyurdular; “Nefsini, ırzını koruyabilecek ise (her yönden emniyette olacaksa), evet gidebilir.”369[369]
Hz. İmâm Muhammed Bâkır @ “Hac bilinen aylardadır...” [Bakara (2): 197] âyeti hakkında, bu aylar;“Şevvâl, Zilkade ve Zilhicce aylarıdır. Bunların dışındaki aylarda hiç kimse hac yapamaz.”buyurdular.370[370]
Ehl-i Beyt İmâmlarından @ nakledilmiştir ki; “...Kurban kesmenin en faziletli olduğu gün bayramın birinci günüdür.”372[372]
İmâm Cafer Sâdık’a @; “Kurban kesmek hakkında” sorulduğunda,şöyle buyurdular; “Gücü yeten her Müslüman’a kurban kesmek gereklidir.”373[373]
İmâm Cafer Sâdık’tan @ nakledildiğine göre; “Deve, sığır gibi büyük baş hayvanlar kurban edilirken yedi kişiye kadar ortak olunabilir.”374[374]
İmâm Muhammed Bâkır @ buyurdu; “Hiç kimsenin Mekke’de Kabe binâsından daha yüksek binâ yapması uygun değildir.”375[375]
İmâm Cafer Sâdık’ın @ naklettiğine göre, Resûlullâh (s.a.a) şöyle buyurdular; “Kim beni diri iken ya da ölümümden sonra ziyâret ederse, kıyâmet günü o kimseye şefaatçi olurum.”376[376]
Kurbanın hakikatine erenler, rûz-i mahşerde yalnız kalmazlar.