Sorunu daha somut ortaya koyabilmek için bugünün siyas(263)al tablosuna bakalım. Bugünün Türkiye'sinde çok ciddi gelişmeler yaşanıyor. Sermaye düzeni 70 yıllık tarihi içinde hiç bu kadar zalim, hayvani, keyfi ve kan dökücü olmadı. Devlet bir baskı, terör, katliam ve işkence şebekesi olarak çalışıyor. Ona gitgide daha geniş çevrelerce kontr-gerilla cumhuriyeti denmesi boşuna değil. Fakat elbette 70 yıllık tarihinin bu aşamasında devletin bu en gerici ve kan dökücü kimliğe bürünmesi de boşuna değil. Bugünkü devlet ‘60’lı ve ‘70’li yılların devrimci politik-örgütsel birikimini 12 Eylül gibi kanlı bir askeri operasyonla yoketme ve ardından Kürt halkının 10 yıllık başkaldırısını bastırma süreci içinde şekillendi. O bugün artık tam bir özel savaş aygıtıdır. Sermayenin sivil politik ve kültürel kurumları da bu aygıtın organik bir parçası olarak iş görmektedirler. Bugün bu aygıt her yanından tahkim ediliyor, zira düzenin çözümsüz sorunları gitgide büyüyor. Dolayısıyla devlet aygıtının günden güne güçlendirilmesi gerçekte düzenin günden güne çözülüp zayıflamasının bir itirafıdır. Bir başka ifadeyle güçlü devlet ihtiyacı, zayıf düzen gerçekliğinin öteki yüzüdür.