Bugünün ayrım çizgisi, sınıfa hangi ideolojik çizgi ve(20)perspektiflerle gidileceği, sınıf hareketine hangi temel ve taktik politikalarla müdahale edileceği sorununda odaklaşmaktadır. Dolayısıyla, sol harekette işçi sınıfına yöneliş şeklindeki genel eğilim, bugün ideolojik ayrım çizgilerine apayrı bir önem kazandırmıştır.
Geleneksel devrimci hareketin 12 Eylül sonrasında reformizme kayan kesimleri, program planında “burjuva toplumun tam demokratikleşmesi” çizgisine oturdular. Açık ya da legal bir “işçi partisi” yaratmak ya da buna dönüşmek, bu reformist çizginin zorunlu örgütsel uzantısı oldu. Taktik çizgide ise bu akımlar sınıf hareketinin bugünkü geriliğini politika düzeyine çıkardılar ve buradan giderek sınıf hareketi içinde güç olmaya çalıştılar. Sınıf hareketinin bugünkü darlığı alt kademe sendika bürokratlarının solcu sendikacılık manevralarına uygun düştüğü ölçüde, geleneksel hareketin reformculaşan kesimleri ile bu alt kademe sendika yöneticilerinin buluşması kolaylaşmakta, liberal sol işçi politikacılığına dayalı bir “açık işçi partisi” için daha uygun bir zemin oluşmaktadır. (Komünistlerin bu akıma geride kaldığımız yıl içinde yönelttiği ve devrimci saflarda yankı bulan ideolojik saldırısı bu açıdan özel bir önem taşımaktadır.)