1993 Mart’ındaki ateşkes bu sürecin mantıksal bir ürünüdür. Tartışmalı olan kendi başına ateşkes değildir. Dişe diş sürmekte olan bir savaşta bir soluklanma molası ya da düşmanı belli açmazlara düşüren bir taktik manevra olarak, bu tür ateşkesler kendi başına reddedilemez. Ne var ki, ateşkesin politik platformu olarak gündeme gelen PKK-PSK Protokolü ile bunu tamamlayan “geniş ittifaklar” ve “Kürt ulusunun her düzeydeki birliği” çizgisi, somut anlamı bakımından, Kürt sorununun çözümünde Kürt burjuvazisinin politik platformuna kaymak olmuştur. Özal şahsında muhatabını kaybeden ve başarısızlığa uğrayan ateşkes geride kaldığı halde, ünlü protokolde anlamını bulan yeni çizgi devam ettirilmiştir. Her yeni politik açılım bununla uyumlu olarak formüle edilmiştir. Ve en önemlisi, özellikle diplomatik alandaki girişimlerle ve son olarak Sürgünde Kürt Parlamentosu yoluyla, Kürt burjuvazisine ulusal hareket içinde geniş bir politik inisiyatif alanı yaratılmıştır.