İşçi sınıfı saflarındaki hoşnutsuzluğun yatışması mümkün değildir. Zira 5 Nisan saldırısı, bir milyon işçiyi sokağa atmış olmanın ötesinde, ücretlerde yüksek oranlarda düşüşler yaratmış, işçilerin yaşam koşullarını iyice ağırlaştırmıştır. Dahası, bugün sıfır sözleşmeden sendikasızlaştırmaya ve taşeronlaştırmaya, “mezarda emeklilik”ten ardı arkası kesilmeyen tensikatlara kadar, işçi sınıfı kapsamlı bir saldırının hedefi olmaya devam etmektedir. Öte yandan, kirli savaş bütçesinden aşırı silahlanmaya, Gümrük Birliği koşullarında bir parça rekabet gücü bulabilmekten ihracatı artırmaya kadar bir dizi sorun, aşırı bir artı-değer sömürüsünü, yani ucuz işgücünü gerektirmektedir. Bu sermayenin işçi sınıfına taviz vermeyeceğini, taviz vermek bir yana, mevcut ücretlerde ve sosyal kazanımlarda yeni budamalara gideceğini gösteriyor.