Tüm bunların bir ifadesi ve sonucu olarak, devrimci temeller üzerinde gelişen bir ulusal özgürlük mücadelesinin temel ayırdedici özelliklerinden biri olan halkçı-devrimci sınıf çizgisi neredeyse kaybolmuştur. PKK devrimci bir halk hareketi kimliği yerine, saf şekliyle bir ulusal hareket kimliğini önplana çıkarmış, onu geliştirmeye yönelmiştir.
*‘89 sonbaharında patlak veren ve ‘90-91 yılları boyunca gelişip serpilen halk hareketi ulusal istemlerin dar çerçevesine hapsedilmiş, sınıfsal bir çizgide derinleştirilmemiş, kabalaştırılıp kurumlaştırılamamıştır. Kürt feodal-burjuva sınıflarını karşıya almamak kaygısıyla, yoksul köylülüğün ve kent emekçilerinin sınıf enerjilerini tüm yönleriyle açığa çıkaracak bir devrimci mücadele çizgisinden özenle geri durulmuştur. ‘91 seçimlerinde HEP üzerinden Kürt burjuvazisiyle ilişkiler gelişince de, bu emekçi halk potansiyelinin HEP-SHP ittifakı üzerinden düzen kanallarına akmasının önü açılmıştır. HEP-SHP ittifakının ve onu izleyen koalisyon hükümetinin yarattığı dayanaksız hayaller ve politik rehavetin kitle hareketine büyük bir darbe olduğunu ise 1992 Newroz olayları en çarpıcı biçimde göstermiştir. PKK’nın yerel ayaklanma çağrıları karşılıksız kaldığı gibi, Newroz kutlamaları da önceki yıllarla kıyaslanamaz ölçüde sönük geçmiştir.