Fakat tüm bunlara rağmen, Türk devletinin yürüttüğü sömürgeci kirli savaşın karşısına “siyasal çözüm” baskısıyla çıkmanın ve bu çözümü “askeri çözüm”e bir alternatif olarak sunmanın tarihsel ve güncel nedenlere dayalı bir temeli ve mantığı da vardır. Bunun tarihsel temeli, Türk devletinin geleneksel inkar ve imha politikasıdır. Türk devleti, tüm Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt kimliğini hep inkar etmiş, Kültlerin ulusal kimlik ve haklar uğruna her çıkışını kanla bastırmıştır. Her bastırmanın ardından ise, inkarcı politikayı zora dayalı bir sistematik asimilasyonla ke(101)sin bir sonuca bağlamaya, Kürt sorununa Kürt kimliğinin yokedilmesi temelinde tarihsel bir “çözüm” bulmaya çalışmıştır. Dolayısıyla “siyasal çözüm” baskısı, 28 Kürt isyanı için başarılanın 29.’su için olanaksız olduğunu, geleneksel inkar ve imha politikasının tam bir iflasla sonuçlandığını, Kürt kimliğini tanımaktan ve ulusal hakları konusunda “Kürtler”e tavizler vermekten başka bir çaresi olmadığını Türk devletine hatırlatmak amacına yöneliktir. İstisnasız tüm “siyasal çözüm”cüler için bir ortak amaçtır bu.