Güncel olan yön ise, geleneksel olanın bir uzantısıdır. Kürt sorununun varlığını resmiyette kabul etmeyen bir devletin, savaştığı gücü bir ulusal siyasal hareket değil de bir “terörist” örgüt olarak nitelemesi, özgürlük mücadelesini “terör”, yürütülen savaşı ise devletin “terör”e karşı “asayiş”i tesis etme mücadelesi sayması normaldir. Fiiliyatta hiçbir anlamı olmayan, kitleleri aldatmanın yanısıra, yalnızca hukuksal kaygılara dayalı ideolojik argümanlardan ibaret olan bu savlar nedeniyle, somutta savaşan taraf olarak PKK resmen muhatap alınmamakta ve doğal olarak Cenevre Savaş Sözleşmesi hükümleri de uygulanmamaktadır.