T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 458,5 Kb.
səhifə4/6
tarix18.12.2017
ölçüsü458,5 Kb.
#35233
1   2   3   4   5   6

Mahkeme Başkanı: “ oturduğunuz yerden değil de “

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş: “ ben iddianameyi söylüyorum sayın başkanım. “



Mahkeme Başkanı: “ bunları bir yere not edin size sıra geldiğinde bunları açıklamada bulunursunuz. “

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş : “ yani iddianamede ben bire bir iddianameye cevap vermek için hazırlıyorum. Yaşları ve tecrübeleri itibariyle Tuncay’ı çok iyi değerlendirebilecek olan bu şahısların böyle bir büyük hata yapmasını beklemek tamamen mantık dışıdır. Tuncay Güneyin doğru söylemediği kendi beyanları içerisinden ……. Anlaşılmaktadır. Hem de Tuncay Güney zaten bu beyanlarının doğru olmadığını işkence ve kötü muamele altında alındığını da beyan etmiştir. O halde sayın başkan, internette bolca bulunan ne Tuncay Güneyin beyanlarına hukuken itibar etmek mümkün işkence altında verdim diyor doğru değil diyor başka bir soruşturma için alınmış konusuyla ilgisi olmayan soruşturma için alınmış bu ifadeler bu ifadeler duruşmada okunamaz hükme esas alınamaz. Şimdi CMK’nun 148/3-4 maddelerindeki emredici hükümlere bir bakalım sayın başkan. 148/1 diyor ki ifade alım ve sorguda yasak usuller. Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. (2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez. (3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak kullanılamaz değerlendirilemez. (4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. (5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı yapabilir. Şimdi bu yasanın emredici hükümlerine baktığımız zaman hukuki değer olmadığı bir daha ortaya çıkıyor. Tuncay Güneyin ifadesini alırken avukatı var mı yok. Hadi eski usule tabi diyelim geçerli sayalım işkence altında alındı diyor televizyonlar öyle söylüyor. Beyanlar arasındaki çelişkiyi kendi içindeki çelişkiyi bırakıyorum bir tarafa. Niçin alındı bu ifade sahtecilik dolandırıcılık suçu yüzünden. Ne alakası var Ergenekon lobi vs. yada diğer açıklamalarının dolandırıcılık sahtecilik suçuyla. Kaldı ki dolandırıcılık sahtecilik suçunu kabul eden bir şahsın ifadesine sayın mahkeme sayın iddia makamı nasıl itibar edecek. Böyle bir şey mümkün mü, dolayısıyla bu beyanların CMK 206, 217, 230, 289. maddeleri gereğince duruşmada okunamayacağı ve hükme esas alınamayacağı da çok açıktır sayın başkan Tuncay Güneyin beyanlarının. İddianame devam ediyor 8, demiş iddianamede, Veli Küçük Ve Mehmet Fikri Karadağ -Kuvai Milliye Derneği (1919) Ve Milli Güç Birliği, Bu dokümanların Ergenekon terör örgütünün amaçlarına ulaşa bilmek için üyelerine verilen görevler gereği devletin ele geçirilmesi ve kendi amaçları doğrultusunda, yönetilmesinin temini için herkese görev vererek ayrı ayrı yapılanma ve yayılma planlarının yapıldığı ve bu belgelerin örgüt tarafından kabul edilmesini müteakip uygulamaya konulduğu, dokümanların sayısından ve farklı alanlara hitap edip aynı amaca ulaşmayı hedeflediklerinin anlaşılması üzerine örgütün diğer bölümünün çökertilmesi için mahkemelerden teknik takip kararları alınarak soruşturmanın derinleştirildiği, toplanan delillerden de örgütsel dokümanlara uygun örgüt yapılanmasının gerçekleştirilerek, faaliyetlerini sürdürdükleri yönünde kuvvetli şüphelerin oluşmasının ardından yapılan çalışmalarda şüpheli Veli Küçük’ün ve arkadaşlarının örgütsel bağlantılarının deşifresi yönünde çalışmalara başlanmıştır. İddianame sayfa 39 sayın başkan, tekrar tekrar söylüyoruz sadece bu dokümanlara dayanarak deminden beri söylediğimiz hukuka aykırılıklar nedeniyle birinin hakkında soruşturma başlatılamaz. Hadi soruşturma başlatıldı arama el koyma kararı verilemez. Hadi arama el koyma verdi dinleme izleme verilemez. Dineleme izleme verilebilmesi için nedir önemli olan yasa maddesine baktığınızda kuvvetli suç şüphesinin olması başka türlü delil elde edilemeyeceğine dair bir kanaat oluşması bunlar kuvvetli suç şüphesi mi sayın başkan. Bunlar hakkında takipsizlik kararı verildiği belli. O halde bu insanların nasıl dinlemesi izlemesi yapıldı nasıl yakalanması yapıldı. Bunlar da başlı başına bir büyük hukuka aykırılıktır. Nedir dayanak Tuncay Güneyin beyanları ifadeleri. Ve bütün buna yapılan iddia vardır delil vardır iddiası sadece ve sadece savcıların geniş hayal ürünlerinden ibarettir. Sayın başkan bir 10 dakika ara verebilir miyiz mümkün mü devam edeyim yada 5 dakika “

Mahkeme Başkanı: “ 3:30 ‘a kadar bitireceğiz “

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş : “ 3:30 da mı bitireceğiz”

Mahkeme Başkanı: “3:30 da noktalayacağız yani şey“

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş : “ o zaman gayret edeyim ben “

Mahkeme Başkanı: “ 3:30 da diğerlerinin beyanlarını alacağız. “

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş : “ tamam şimdi iddianamede devam ediyor. “

Mahkeme Başkanı: “ sizin açıklamalarınız 3.30’a kadar bugün için bugün için “

Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş : “ tamam sayın başkanım tamam. “

Mahkeme Başkanı: “o bakımdan bir ara vermesen isterseniz çok yorulduysanız verebiliriz. “



Sanık Kemal Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş: “ yok yok o kadar sabrederim. Ben de gayret göstereyim. Yakalanan şüphelilerin beyanları ve ele geçirilen örgütsel dokümanların değerlendirilmesi sonucu örgütsel yapının geniş bir alana yayıldığı bu alanda örgütün aldığı kararlar çerçevesinde birçok dernek ve platformun oluşturulduğu, bu derneklerin örgütün tabanını genişletmek ve istihbarı yapılanmayı güçlendirme amacında olduklarının anlaşılması üzerine örgütün deşifresine yönelik mahkemelerden değişik tarihlerde alınan dinleme ve teknik takip çalışmaları sonucunda örgütün hiyerarşik yapısına ve amaçlarına ilişkin birçok eylem ve faaliyetlerde bulunduklarının anlaşıldığı, şüpheliler örgütün kararlarına istinaden kurulan Kuvai Milliye 1919 derneğinin istihbarat toplama ve mevcut güvenlik kuvvetlerini tanımayıp alternatif bir ordu oluşturma amacıyla hareket edip, milli hassasiyetleri kullanmak suretiyle halkın iyi niyetini suistimal ederek topladıkları paraları örgütün illegal faaliyetlerinde kullandıkları tespit edilmiştir. Şimdi ben hayretle karşılıyorum. Bu örgütün hangi parası tespit edilmiş ne kadar parası var bu örgütün kime ait ne para var. Yani böyle bir değerlendirme yapmak için örgütün parasal kaynaklarını bulursunuz çıkartınız burada yazarsınız. Dersiniz ki Ali den Veli’ye 100 lira gitmiş. Hasan dan Hüseyin’e 500 lira gitmiş 1000 lira gitmiş bak onunla şunu almışlar bunu almışlar parasal hareketleri var ordu kuracaklar. Böyle yaz gitsin iddianame mantığı olabilir mi. parasal hareketleri varmış nasıl varmış, Kemal Alemdaroğlu hakkında söyledikleri gibi damadıyla konuşuyor ev aldık diye 125 bin dolarlık bak örgütsel hareket böyle şey olabilir mi sayın başkanım. Yani bunu buraya yazmak için parasal harekatları var iş birliği var demek için parasal hareketlerinde dayanaklarıyla bize göstermesi lazım. Yani böyle bir isabetsiz yorum ve değerlendirme suç yaratma delil yaratma olabilir mi sayın başkan. Yani insanlar hukuku hiç bilmiyorlar cahil insanlar anlamayabilir aramaya bilir ama bir hukukçu buna baktı zaman böyle bir suçlama olabilir mi. hani nerde bunun parasal hareketi insan hareketi kimle kimin hareketi olmuşta biz bilmemişiz iddianamede gösterselerdi parasal hareketini. Ve bu herkes bunun için de işe parasal hareketleri var. Bir sürü dernek sayıyor. Bir sürü dernek bunların içinde yani açmışlar bir Ergenekon havuzu at içine eski sabıkalıları koy eski hükümlüleri koy hesabına gelmeyen dernekleri koy adamlar ölmezse bile çıktıklarında çamurlu çıksınlar sürünsünler. Böyle bir suçlama böyle bir mantık olabilir mi. şimdi örgütün çökertilmesi ve üyelerinin yakalanması ve delillerin elde edilmesi amacıyla Mahkemeden alınan arama kararlarına istinaden; 22/Ocak/2008 tarihinde yapılan aramalar sonucunda, yine arama el koymalarla ilgili sayın başkan gerçekten bunun belge bilgilere dayanarak arama el koyma işlemi yapamaz. Bir avukat olarak söylemiyorum. Bütün yüreğimle samimiyetimle söylüyorum ki bizi bırakın, bırakın bir samimiyetinize istinaden bir hukukçudan bir hocadan görüş alın bunlara istinaden arama el koyma yapılabilir mi. yapamayacaksınız yani yapılması hata, mahkeme kararı olmuş olması önemli değil mahkeme kararı bir işleme hukuki geçerlilik kazandırmaz mahkeme kararı ancak hukuka uygun verilirse bir geçerlilik kazandırır. Bunu isterseniz sorun anlayanlardan bilenlerden bunlara istinaden bu belgelere istinaden arama el koyma yapılan işlem dinlemelerin hepsi yasa dışı delil kapsamındadır. Mümkün değil şimdi bir de adamlar yakalanmış kimler yakalanmış Veli Küçük, Sami Hoştan, Ali Yasak, Mehmet Zekeriya Öztürk, Güler Kömürcü, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Ümit Oğuztan, Mehmet Fikri Karadağ Özer Korkmaz, Abdullah Arapoğulları, Erdal İrtem, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Erkut Ersoy, Recep Gökhan Sipahioğlu, Oğuz Alparslan Abdülkadir, Raif Görüm, Hüseyin Görüm, Yaşar Arslanköylü, Tanju Okan, Muhammet Yüce, İlhan Göktaş, Atilla Aksu Ve Asim Demir Yakalanmışlar. Şimdi yapılan aramalarda iddianame devam ediyor. Sayfa 39’da Veli Küçük'te; "Ergenekon" dokümanının orijinali, Ergenekon terör örgütünün yapılanmasına ilişkin Tuncay Güney'den elde edilen dokümanların orijinal metinleri ile Tuncay Güney'de bulunmayan ama Ergenekon Terör Örgütüne ait olduğu anlaşılan birçok örgütsel içerikli dokümanın ele geçirildiği, ayrıca yapılan aramalarda şüpheli Asim Demir'den 1 adet kuru sıkıdan bozma tabir edilen (6136 Sayılı Kanun kapsamında yasak nitelikli) tabanca, şüpheli Sami Hoştan'dan 1 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet kuru sıkıdan bozma ruhsatsız tabanca, 2 adet şarjör 59 adet fişek, şüpheli Ali Yasak'tan 1 adet tabanca (eşi Sena YASAK üzerine kayıtlı ancak ruhsat süresi geçmiş), 2 adet şarjör ve 40 adet fişek, şüpheli Hüseyin Gazi Oğuz'dan 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet şarjör, 10 adet fişek, şüpheli Raif Görüm'den 1 adet av tezkeresiz pompalı tüfek, 1 adet boş kovan, 9 adet av fişeği, şüpheli Emin Caner Yiğit'den 1 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet şarjör, 5 adet fişek, şüpheli Yaşar Arslanköylü'den 1 adet şarjör, 5 adet fişek, sustalı tabir edilen 18 cm bıçak, şüpheli Tanju Okan'dan 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet şarjör, 8 adet fişek, şüpheli Recep Gökhan Sipahioğlu'ndan 55 adet fişek, 1 adet boş kovan ele geçirildiği, birçok örgütsel içerikli yazışma, CD ve el konulan bilgisayarlarda örgütsel içerikli belge, bilgi ve e-mail kayıtlarının bulunduğu anlaşılmıştır. İddianame böyle diyor Şüpheli Sevgi Erenerol'un basın sözcülüğünü yaptığı ve örgütsel içerikli toplantıların yapıldığı Türk Ortodoks kilisesinde yapılan aramada; yine şahsın evinde değil basın sözcülüğü yapılıyor. Basın sözcülüğü yaptı diye Ortodoks kilisesinde arama yapılıyor sayın başkan ne var, şimdi bana söyler misiniz yani savcılık bu Türk Ortodoks kilisesinde hangi belgeleri bulmak amacıyla gitmiş oraya. Mahkemeden talep etmiş yok, ama madem basın sözcüsü bakınız basın sözcüsü yaptığı yer aranabilir. Böyle bir şey yok böyle bir hukuk yok. Aramışlar Yunanistan'a ait olduğu anlaşılan çok sayıda hisse senedi, bono ve değerli kağıt türünde belgelerin bulunduğu, ayrıca kilisede bulunan kasanın içinde Sevgi Erenerol'un abisi Paşa Ümit Erenerol'a ait olduğunu iddia ettiği bir adet ruhsatsız tabanca ile yine bir adet gaz tabancasının bulunduğu, yine Sevgi Erenerol'un kullandığı alanda başkası tarafından getirilip bırakıldığını iddia ettiği "Derin Ergenekon" dokümanı ve bazı üniversitelerdeki öğretim üyeleri ile ilgili "kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin" fişlemelerin yapıldığı "Selçuk" isimli word belgelerini içeren CD ele geçirildiği, "Derin Ergenekon" belgesi içeriği incelendiğinde Ergenekon'un gizli yapılanması ve gizliliğin derecesi, yer altı yapılanmaları ve tarihsel gelişimiyle, Alpler alperenler olarak adlandırılan örgütsel konumdaki kişilerin Türk Ordusuna sızmaya çalıştıkları ve gizlilik gereği bazı şeylerin açıklanmamasının gerektiği, Özel Kuvvetler Komutanlığının Ergenekon'un gözbebeği olduğu, hatta daha da ileri gidilerek Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi kendi örgütlerinin tarikat vari ve dini yapısının içersinde olduğu ancak bunun henüz açıklanmasının zamanı gelmediğinden açıklanmaması gerektiği şeklinde ibarelerin bulunduğu Şüpheli Veli Küçük'ten ele geçirilen ve daha önce diğer şüphelilerden elde edilemeyen birçok farklı örgütsel içerikli belgenin bulunduğu, bu belgelerin hemen hemen bir çoğunun Ümit Oğuztan'dan elde edilen disketlerde de word belgesi olarak bulunmuştur. Şüpheli Kemal Kerinçsiz'in Büyük Güç Birliği ve Büyük Hukukçular Birliği isimli derneklerdeki görevleri Sevgi Erenerol'la arasındaki hiyerarşik örgütsel ilişki sebebiyle, bu derneklerin bulunduğu yerler ile birlikte Kadıköy'de bulunan Kuvayı Milliye Derneği (1919) ile diğer illerde bulunan şubelerinde de aramalar yapıldı. Şimdi döndüler oraya gittiler. Aynı mesnetsiz dayanaksız hukukla yola çıktıkları belgelerin tamamı hukuka aykırı bunlar da hukuka aykırı ele geçirilen her şey hukuka aykırı hukuka aykırı yöntemlerle gidiyor. Sayın başkanım tekrar anayasa 38. anlatmak istiyorum. kanuna aykırı bulgu sayın başkanım olguda deyim, bulgu delil olarak kullanılamaz. Şimdi bulunan şeyin hukuka uygun aranması bulunması lazım. Diğer belgelerin içeriği önemi bakımından beyanda bulunacağım yine ama burada da burada da ulaşılan işlemlerin hukuka tamamıyla aykırı yöntemlerle yapıldığı anlaşılmaktadır. Şimdi Şüpheli Kemal Kerinçsiz’de arama yapmışlar. Örgütsel içerikli belgeler ile zafer kod Muzaffer Tekin’den ve Fikret Emek’ten elde edilen gizli askeri bilgilerin CD'deki bilgilerin bilgisayarda üzerindeki gizlilik şerhleri kaldırılmak suretiyle yazdırılıp dosyalanmış halinin ve birçok örgütsel irtibatlarını gösterir bilgi ve belgeler ele geçirilmiştir. Ne örgütsel irtibatı gösteren bilgi var da buraya yazmamış savcılar. Yani ben dedim ki bu adamlar bu yargılanan sanıklarla örgütsel bir başka şahsın ilgisi var ne anlamı var. Yada yoldan geçen bir askeri çevirdik ya bunlar burada askerlik yaptıklarına göre bunların da bu adamlarla bu sanıklarla örgütsel bağı var dedik böyle bir şey olabilir mi sayın başkan. Neye dayanarak bunu yazmışlar örgütsel bağını bulduk diye şüpheli paşa kod Mehmet Fikri Karadağ Mehmet Fikri Karadağ burada mı acaba rütbenizi söyler misiniz beyefendi kurmay albay Hüseyin Görümün yönetiminde bulunan Kuvai Milliye Derneği (1919) etrafında örgütlenen grubun da yine Türkiye'de şok suikast ve cinayetler planladıkları, planladıkları bu konuda onlara değineceğim zamanı sırası geldikçe yapılan telefon görüşmeleri ve daha sonra ifadesi alınan Coşkun Çalık'ın beyanlarından da bazı ünlü kişilerin öldürülmesiyle alakalı kendilerine örgüt tarafından bazı talimatlar verildiği ve taahhütlerde bulunulduğu, neyse buradan da Ergenekon terör örgütünün amaçları içersinde bulunan "siyasileri dize getirmek için suikast yapılması" şeklindeki ilke kararının uygulamaya konulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu gruptan da İddianamemizin ilgili bölümlerinde ayrıntılı olarak belirttiğimiz üzere birçok örgütsel içerikli belge, CD, fotoğraf ve bazı şüphelilerden ruhsatsız silahlar ele geçirilmiştir. İddianame devam ediyor Daha önce gözaltına alınıp tutuklanmayan ve teknik takiplerde şüpheli Güler KÖMÜRCÜ İle irtibat halinde olup bu irtibatını diğer örgüt üyeleriyle devam ettiren Mehmet Zekeriya Öztürk'ün bilgisayarlarında da yine örgütçe alınmış bazı kararların ve provakatif eylemlere ilişkin belgelerin bulunduğu, daha önce bu şüpheliden elde edilen ancak kapak sayfalan bulunmayan bazı örgütsel içerikli belgelerin Veli Küçük, Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney'den çıkan örgütsel dokümanlarla aynı olduğu ve şüpheli beyanında bu belgeleri İşçi Partisi'ne danışmanlık yaptığı dönemde aldığını beyan etmesi ve Veli Küçük’ten çıkan "fabrikatör" isimli belgenin içeriğinde Doğu Perinçek'in Fabrikatör olarak nitelendirildiği, Fabrikatör tanımının da Amerika'da olmayan olayları varmış gibi gösterip kamuoyunda bu tür yayın yapan kişilere bu adın verildiği ve bu konuda ayrıntılı bir çalışmanın yapıldığı ve Doğu Perinçek'in De Veli Küçük grubuyla irtibatlı olduğu, nasılsa nerden bulmuşlar aynca "Ulusal Medya 2001" isimli dokümanın Veli Küçük Ve Ümit Oğuztan’dan çıktığı ve belge içeriğinde Cumhuriyet Gazetesinin reorganizasyonu, bu konuda savcılar iddianamede devam ediyorlar İlhan Selçuk’la yapılan görüşmelerin açıkça ifade edilmesi ve Tuncay Güney'in bu konudaki beyanları üzerine de İlhan SelçuK'un da örgütle irtibatlarının bulunması sebebiyle bu şüpheliler hakkında da teknik takip kararları alınmıştır. Şimdi sayın başkanım Tuncay Güneyin beyanlarının ne anlam ifade etmediğini bu zamana kadar yürütülen işlemlerin ne kadar hukuka aykırı olduğunu ifade ettik. Bu da yetmiyormuş gibi Tuncay Güneyin beyanlarına istinaden İlhan Selçuk’un gizli izleme teknik takip kararını almışlar. Şimdi bu olacak şey midir? Bu olacak şey midir? Şimdi iddianameye konu dokümanlar mahkemenizde tek tek incelenecek yeniden tek tek beyanda bulunacağız ancak soruşturmanın baştan beri ön yargılı ve hukuka uygun yöntemlerle yürütülmediği açıktır. İddianame savcılarının şahıslar ve kurumlar arasında mesnetsiz irtibatlar kurdukları anlaşıldığından, gerek değerlendirme ve tespitlerin dayanıksız ve hayali olması nedeniyle; yapılan arama, dinleme izlemelerinin hepsi yasa dışı olduğu gibi buna sebebiyet veren savcılar bakımından da görevi kötüye kullanma suçunu ve kendi müvekkillerimle ilgili ifade ettiğim suçları da oluşturduğu açıktır. Bu konuda yasal gereğin takdirini mahkemeden talep ediyoruz. Sayın başkan klasörlerce dosya ta, başlangıç bölümünde söyledik emniyet nedense emniyetin içinden bir grup ayrılmış. Kim bu adamlar emniyetin sadece özel birimi falan değil br özel şahıslar soruşturmanın içerisinde bir savcı grubu bir fezleke tanzim ediliyor şimdiye kadar gördüğümüz kadarıyla o fezlekeye istinaden o kurumla irtibatlı bu kurumla irtibatlı yoldan geçen askerle irtibatlı Mehmet amcaya irtibatlı Hüseyin amcaya irtibatlı yaz onlarca yüzlerce klasör fezleke de orada sayın hakimlerinde iş çokluğu bir yerde doğru değil ama bunu kabul etmek de mümkün değil inceleme fırsatı yok. Baktığı zaman fezlekesine bakıyor şöyle evraklarına bir bakıyor bir takım evrakları da görüyor. Ha, dinleme izleme vereyim diyor. Bunun müsebbibi bu iddianame ve soruşturma savcılarıdır. Ve bunun hesabını vermelidirler. Bu konuda mahkemeler adli makamlar yanıltılmıştır devam ediyoruz efendim. 9, diyor iddianamede Türk intikam tugayı Titin yeni hücre yapılanması ve başbakana suikast planı. 22/Ocak/2008 tarihinde yapılan operasyondan kısa bir süre sonra Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturması yapılan ve kendisini Türk İntikam Tugayı (TİT) Ergenekon örgütü üyesi olarak tanıtan şüpheli Vatan Bölükbaşoğlu'nun Veli Küçük'ün tutuklanması üzerine çeşitli kişilerle Veli Küçük'ten aldığı talimatlar gereği Ergenekon operasyonuna misilleme olmak üzere Başbakan’ın veya Emniyet İstihbarat Daire Başkanının öldürüleceğinin ve bu iş için silah ve tetikçi temin etmeye çalıştığı,hususundaki bilgilerin Cumhuriyet Başsavcılığımıza ulaşması üzerine, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının proje aşamasındaki soruşturması, Ergenekon'la alakalı olduğu düşünülerek soruşturma dosyasının ve iletişim tespit tutanaklarının savcılığımıza gönderilmesi sonrasında yapılan incelemede, şüpheli Vatan Bölükbaşoğlu'nun hem telefonla silah teminine çalıştığı, hem de dijital ortamda görüşmeler yaparak Ergenekon terör örgütünün talimatları gereği. Sayın başkan bu talimatları ortaya koyan ne, yani Veli Küçük cezaevinden nasıl talimat vermiş bu adama. Bunu ortaya koyan ne var savcıların dayandığı bunlarda yok. Başbakan ve Ramazan Akyürek’in öldürülmesiyle ilgili istihbarı bilgiler topladığı Ogün Samast misali bu işi gerçekleştirecek kişileri ayarlamaya çalıştığı. Muhtemel bir suikastın önlenmesi için şüpheli ve irtibatlı olduğu gruba yönelik yapılan operasyonda söz konusu maillerin şüphelinin bilgisayarında bulunduğu ve şüphelinin de mahkemece tutuklandığı ve diğer şüphelilerin de delil durumuna göre serbest bırakıldığı anlaşılmıştır. Sayın başkan demin değindim biraz evvel değindim. Başbakana suikast iddiası gerçekten ilgilenebilir hiçbir şekilde fırsat verilmemelidir. Bu istihbarı çalışmadır. Elbette yapılmalıdır ama hiçbir mesnet gözükmeden iddianamede diyor ki örgütsel bağlantılı adamlar yakalandı başbakana suikast girişimiyle ilgili orada sadece silah arayan adam tutuklandı. İrtibatlı olduğu şahıslarsa serbest bırakıldı ama orda bir örgütlenme var gibi ifade ediliyor. Yani başbakana suikast girişiminde bulunduğu açıkça delilleriyle ortaya koyan bir belge bilgi bulunduğunda ve bu iş hayal ötesine çıkıp aktif teşebbüs aşamasına geldiğinde ve bununla işbirliği yapan adamlar Türk mahkemelerince serbest mi bırakılacaktır yani böyle bir alçakça suç işlemeye çalışan insanlar serbest mi bırakılacaktır. Böyle şey olur mu? Ama iddianamenin yazım tekniğine bakın o tutuklanan dışındaki adamlarda sanki Ergenekon’un talimatıyla hareket etmiş orda bir grup varmış izlenimi veriliyor. Bu doğru değil. Bu doğru değil böyle bir tarif böyle bir yaklaşım doğru değil. Ve 170. maddedeki iddianamenin nasıl yazılacağı mantığına da uygun değil. Ve savcılık etik kurallarına da uygun değil. Şimdi Veli Küçükten talimat almış diyor. Veli küçük kime talimat vermiş oraya göndermiş nasıl göndermiş. Bunun belgesi var mı ben adam diyor muş ki titin üyesiyim Ergenekon’un üyesiyim. Sayın başkan meslek hayatınızda rastladınız birçok enteresan tiplerimiz vardır. Maalesef akli rahatsızlıkları vardır çoğunlukla ben peygamberim diyen sanığın davasına baktım ya işte ben şuyum diyen sanığın davasına baktım. Adam kalkıp o Çanakkale deki adam ben Ergenekon örgütünün değil de genelkurmay başkanlığının elemanıyım mitin istihbarat elemanıyım dese genelkurmay başkanlığındaki mitte ki bütün adamı toplayacak mısınız? Böyle şey olur mu hani bunun mesnedi dayanağı. Yani böyle şey olur mu adam demiş ben onun üyesiyim demiş var mı dayanağı yok. Şey talimat vermiş Veli Küçük var mı dayanağı yok. Cezaevinden talimat gönderdi cezaevi kayıtları ortada. Sayın savcılar açarlar sorarlar bakarlar Veli küçükle kim görüşmüş, bu adamla görüşme irtibatı var mı? Telefon kayıtları var mı? Hiç alakası var mı bunu ondan sonra ortaya koyar derler ki şu şu şu delillere istinaden biz Veli Küçükten talimat aldıklarını gördük anladık o nedenle suçluyoruz. Ama ezbere hiçbir dayanak olmadan Veli Küçükten talimat almış lafı bir hayali uydurmadır ve gerçekten gerçek ten iddianame tekniğine savcılık meslek anlaklarına da uygun değildir. şimdi internet bağlantısı bu kadar gizli örgütün sayın başkanım şimdi gene şeye geliyorum. Şimdi bir örgüt tarifi var. Döne döne iddianamede görünüyor. Çok gizli hücre tipi yapılanıyor NATO destekli falan Allah aşkına bir film hayal edin ya, bu kadar gizli bir örgüt varsayalım ki var ve gerçek ten alçakça bir şey planlıyor başbakanı sayın başbakanı öldürecek ama bu geri zekalı örgüt bu kadar becerikli örgüt Çanakkale’deki adama bir silah vermiyor. Adam internette yalvarıyor millete ya bana bir silah verin diye internette telefonda yalvarıyor silah verin. Hem çok güçlü bir örgüt hem çok organize bir örgüt hem bu adamla bağlantısı var başbakana suikast girişimi olacak yada diğer görevlilere ama bir tabanca bulamamış bu koca örgüt ona bir tabanca bulmamış üstelik bula bula Çanakkale de bir adamı bulmuş internette yazışan böyle bir örgüt internette bana silah bulun diye yazar mı sayın başkan senelerce terör davalarına baktınız örgütten silah internetten silah arayıp da işlem yapan bir terör militanının davasına baktınız mı? baktınız mı, böyle bir davaya tanık oldunuz mu yani hangi örgüt elemanına başbakana suikast gibi ciddi bir eylemde ya da her hangi bir memura karşı eylemde tabancasını internetten yalvara yalvara arattırmış. Böyle bir şey var mı? şimdi şimdi bu konulara gerçekten akıllı mantıklı çözümler üretmek getirmek lazım. Sayın başbakana velevki böyle bir alçakça bir saldırı planlandı. Ben istihbarı düşüncesini bir tarafa bıraktım tek hukuki bakımdan değerlendiriyorum sayın başkan tabanca yok, adam Çanakkale de, sayın başkanım adam Çanakkale de tabanca bulacak Çanakkale den kalkacak Ankara ya gelecek başbakana ulaşacak başbakana alçakça bir suikast girişiminde bulunacak. Sayın başkan teşebbüs hükümleri olmadan ceza kanunundaki teşebbüs hükümleri olmadan insanların hayalindeki şeyler nedeniyle kimseye ceza veremezsiniz. Hukuken mümkün değil. İstihbarat bakımından istihbarı bilgi bakımından bunu elbette takip etmelidirler. Sonuna kadar takip etmelidirler. Ama bu adı geçen şahsın eylemi başbakana suikast girişimi olarak anlatılamaz. İddianamede yer verilemez. Böyle bir hükümde kurulamaz. Bir aktif teşebbüs lazım. İnsanlar karısını kocasını kızdığı zaman sevgilisini patronunu öldürmeyi hayal edebilirler bunları hayal ediyor olması yada bir babanın çocuğuna seni öldüreceğim demesi kızdığı zaman çocuğunu öldürmeye teşebbüs suçu falan da olmaz. Böyle bir suçlamada olmaz sayın başkanım. İddianame devam ediyor. Şüpheliler Emin Gürses, Habip Ümit Sayın, Vedat Yenerer, Muammer Karabulut, Orhan Tunç Ve Hayrettin Ertekin'in Yakalanmaları Teknik takip çalışmalarında örgütle irtibatları bulunan şüphelilerden Emin Gürses'in telefon konuşmalarında, teknik takiplerle arama el koymalarla ilgili beyanları açıkladım. . tam Şemdinli'yi halletmiştik ki operasyon yapıldı, (Zafer kod) Muzaffer Tekin'i çıkaracağız" şeklindeki sözleri, bir kere adam zafer kod dan bahsetmemiş savcı oraya zafer kod demişler şimdi bu konuşmanın başı ve sonu belli değil. Hangi amaçla nerede, ne zaman, kime karşı söylendiği belli değildir. Kes kopyala yapıştır olsun size suç delili. Böyle bir şey yok. Böyle bir davranışta yok. Yani Şemdinli’yi hallettik beyanından neyin kastedildiği neyle ilgili olduğu ne şekilde bağlantılı ortaya koymamış Şemdinli’ yi hallettik bakın telefon konuşması suç delili. Şemdinli ile ilgili ne bağlantıları var ortaya konmuş mu yok. Şimdi devam ediyor, iddianamede Habip Ümit SAYIN'ın, " Mart 'ta darbe olacak" şeklindeki konuşmaları ve Ergenekon operasyonundan gözaltına alınma korkusuyla bir müddet gidip şüpheli Orhan TUNÇ'un evinde saklanması, martta darbe olacak. Martta darbe olacağını söylemek suç mu sayın başkan, bu Türkiye genel ortamında kahvelerde bizim vatandaşlarımıza sorduğunuz zaman okumuş yazmışı söyledikleri şey şudur. Kardeşim taksim meydanında 10 kişiyi sallandıracaksın bak işte sağlık nasıl düzeliyor. Bak işte yüz kişiyi Kızılay meydanında sallandıracaksın nasıl her şey düzeliyor. Şimdi hatta hatta benim bir resmi koruma polisim vardı yıllar önce, derdi ki hakim bey sayın başkanım Türkiye’yi düzeltmek için yukardan aşağı kaç kişi 80 milyon kişi 40’ını keseceksin sayın başkanım gerisi düzelir. Şimdi bu bu hayali mantık bu şeyle bu adam şimdi Ergenekoncumu saçma sapan hayali düşüncesi şimdi burada darbe olacak bu özellikle AKP hükümetinin başbakanın laikliğe karşı eylemlerinin odak merkezi olması aşamasında toplumda tansiyonun nasıl gerildiği bu gerilmede sadece vatandaşlar değil askerler konuştu üniversiteler konuştu yüksek yargı organları mensupları konuştu bir gerginlik var. Sade vatandaşın hele Habip Ümit Sayın gibi hayali geniş birinin kendine göre kitabını yazmış vs. martta darbe olacak tahmini. Nasıl bir delil oluyor. Şimdi bir de korkup Orhan Tunç’un evinde saklanmış. Yani Orhan Tunç bulunmaz bir adam mı? sayın başkan daha operasyon yok operasyon yok, Habip Ümit Sayın hakkında gıyabı tutuklama yok. Şimdi ismi değiştirildi yakalama dendi. Habip Ümit Sayın beğendiği yere gider kalır kalmaz. Saklanır saklanmaz neden kaçıyor. Yani kaçması bir suç mu teşkil ediyor. Mahkeme bir yakalama işlemi çıkartmış da habip Ümit Sayın yakalanmamış mı, ya da Ümit Sayın yakalama kararı çıktıktan sonra ya da yakalandıktan sonra mı çıkmış. Bunun iddianamede soruşturma konusu olabilmesi için bir suç teşkil etmesi lazım. Bir niyet ortaya koyması lazım. Habip Ümit Sayın kaçmış, ee bu Habip Ümit Sayın’ın kaçtı meselesi Orhan Tunç’un evine gittikten kaç gün sonra yakalama çıkarmışlar yada zorla getirme çıkarmışlar. Bunlar belli ondan çok önce bu nasıl suç örgütü faaliyetinin ya da suç işlemiş adamın niyet okuması oluyor. Anlamak mümkün değil. Şimdi devam ediyor iddianamede, YENERER ile Muammer KARABULUT'un diğer şüphelilerle örgütsel irtibatlarının bulunması, Vedat Yenerer ile Muammer Karabulut’un diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları neymiş ne koymuşlar ortaya sadece iddianamede demişler ki irtibat var. İrtibat var demekle iddianamede sanıkların irtibatı gerçekten var mı oluyor. Yazardı buraya biz Muammer Karabulut’la Vedat Yenerer ararsında ve diğer sanıklar arasında şu şu şu nedenlerle irtibat gördük. Böyle bir şey yok. Sadece savcı demiş ki yada savcılar demiş ki biz irtibat gördük niye, niye si belli değil böyle şey olmaz. Şimdi şüpheli Hayrettin Ertekin’in Abdülmuttalip TONÇER'le birlikte birçok örgütsel faaliyetinin bulunması, neymiş örgütsel faaliyeti gene yok. Ama yazıyorlar. Hayrettin Ertekin’in Abdülmuttalip Tonçer ile birçok örgütsel faaliyetinin bulunması bu faaliyetler yasal faaliyetler yasa dışı faaliyetler mi adam mı öldürmüşler banka mı soymuşlar. Yoksa dernek mi kurmuşlar başka bir şey mi yapmışlar. Ama yaz iddianameye bir çok faaliyetinin bulunması ne, yok. Devam ediyor iddianame Orhan TUNÇ'un kendisini derin devlet ve MİT görevlisi olarak tanıtmak suretiyle Habip Ümit SAYIN ile örgütsel faaliyetlerde bulunması, sayın başkanım birinin kendisini mit görevlisi tanıtıp ta terörist olduğunu ilk defa duyuyorum. Yani adamın kendisine mit yakıştırmasında bulunması nasıl terörist muamelesi görmesine sebebiyet veriyor. Bizim insanlarımız sayın başkan böyle derin devlet konularında meraklı gizli gözüken şeylere meraklı ve ucundan mucundan biraz devletle ilgili biraz bilgi sahibi olan kendisini derin devlet sayıyor. Maalesef Türkiye’de derin falan devlet yok. Türkiye de derin falan bir devlet yok. Türkiye de derin devlet olması için Türkiye’nin derin devlet yapılanmasına ilişkin mevzuatının olması lazım. Bakın Amerika da derin devlet var. Buna ilişkin mevzuatı var. Eğer bir derin devletten bahsedilecekse önce bunun yasal mevzuatının ortaya konması lazım. Bunun dışındaki kim ne olursa olsun isterse mit müsteşarı olsun isterse genelkurmay başkanı olsun isterse başka bir şey olsun. Kendine derin süsü verip yasa dışı faaliyette bulunuyorsa bu suçtur. Ama bir vatandaşın kendisini derin sayıp birileriyle konuşması kendisine derin süsü vermesi hiçbir suç teşkil etmez. Sokağa çıktığınız zaman bolca kendine derin süsü veren kendisini polise yakın süsü veren askere yakın süsü veren mahkemeye yakın süsü veren insanlar göreceksiniz bunun hiçbir önemi yoktur. Kaldı ki bu şahsın Habip Ümit Sayın’la örgütsel faaliyette bulunması denmiş ne bulundukları da söylenmemiş. Devam ediyor iddianame, Paşa(kod) M.Fikri KARADAĞ'a bağlı olarak tetikçilik yapan şüpheli Coşkun ÇALIK'ın da aralarında bulunduğu şüphelilerden, şimdi Coşkun Çalık’ın Mehmet Fikri Karadağ’a bağlı faaliyet gösterdiği iddia olunuyor da bu bağın ne olduğu söylenmiyor. Sadece bağ var deniliyor. Ayrıca Çoşkun Çalık kime tetikçilik yapmış, yani Coşkun Çalık kime tetikçilik yapmış bu da ortaya konmamış böyle havada efendim bağ var tetikçilik yapıyor laflarıyla kimsenin suçlanması mümkün değildir. Hukuki değildir böyle hayali iddianamede olamaz. Şimdi delillerin temini ve örgütün deşifresine yönelik olarak mahkemeden alınan karara istinaden aramalar yapılmıştır. Sayın başkan yine aramaların hukuka uygun olması için bu deminden beri sıraladığım şartları taşıması lazım arama kararlarının yine biz bu kararlara dayanarak yapılan aramalarda ele geçen bilgi belgelerin duruşmada okunmamasını hükme alınmamasını talep ediyoruz ve sayın başkan ilk başta talebimiz de o hatırlarsanız duruşmaya başladığımızda ben önce bu konuda bir karar vermenizi bu konuda bir karar vermediniz. Biz şimdi iddianameden parçalar parçalar alıyoruz okuyoruz esasında duruşmada okunmaması gereken belgeleri tartışıyoruz. Sayın mahkeme deseydi ki kabul yada reddedebilir bizim talebimiz bu yönde. Dilekçemizde de vardı bunları da izah etmiştik daha önce verdiğimiz dilekçede, reddede bilirdiniz. Kabul de edebilirdiniz. Eğer kabul etseydiniz iddianamede olmasına rağmen biz bunlara değinmeyecektik. Çünkü yargılama dışında kalacaktı maalesef bu konuda bu konuda bu aşamaya kadar hukuka uygun bir karar olmadığını düşünüyoruz. Şimdi Şüpheli Vedat Yenerer de bir adet ruhsatsız vahim nitelikle mavzer tüfek, tüfeğin çalışmadığı iddiaları nedeniyle, adli tıptan rapor alınmasını talep ediyoruz. Bu rapor geldi mi bilemiyorum. bu zamana kadar böyle bir rapor alındı mı sayın başkanım ben bilemiyorum takip edemiyorum geldi mi vahim mi çıktı. Vahim değil mi “?

Mahkeme Başkanı: “ çıkmadı “


Yüklə 458,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin