*Gerek toplumun geniş emekçi katmanlarını sarsıp bir sosyal-siyasal uyanışa itmek bakımından olsun ve gerekse sermaye düzeniyle belirgin bir karşı karşıya geliş bakımından olsun, Türkiye’nin mevcut sınıf ilişkileri ye toplumsal ortamında, işçi sınıfı hareketinin yerini tutacak hiçbir sosyal-siyasal güç yoktur. ’80 öncesinin anti-faşist halk hareketi kadar, yeni dönemin ulusal demokratik karakterli Kürt halk hareketi de bu açıdan yeterince öğreticidir. Gündelik çalışmalarını güncel duruma olduğu kadar stratejik hedeflere de doğru bir biçimde bağlamak, birinciyi bu ikincisinin ışığında ele almak zorunda olan komünistler, kendi toplumumuzun temel önemdeki bu deneyimlerinin kanıtladığı gerçekleri gözden kaçırmamalıdırlar.