Komünistler olarak siyasal mücadele sahnesine çıktığımız andan itibaren işçi sınıfının devrimci öncü partisinin yaratılmasını kendimize öncelikli görev olarak saptadık. Stratejik önemdeki bu temel sorun çözülmeden devrimci siyasal mücadelede anlamlı ve kalıcı herhangi bir adım atamayacağımızın bilinciyle hareket ettik. Fakat 7 önemli yılı geride bırakmış olmamıza rağmen bu ilk ve temel adımı henüz atabilmiş değiliz. Bunu kendi payımıza açık bir başarısızlık sayıyoruz. Bunun bizi aşan nedenlerini bir yana koyuyoruz. İçinden geçmekte olduğumuz özel tarihsel dönemin dünya ölçüsünde hiç de elverişli olmayan genel koşulları, ülke içinde bir yenilgi ve yıkıntı sonrasının kendine özgü ortamı, ve nihayet, çok sınırlı güçlerle ve geçmişten hemen hiçbir ön örgütsel birikim devralmadan ortaya çıkmış olmamız vb. faktörlerin elbette bu başarısızlıkta önemli bir rolü vardır. Yine de biz,(12)devrimci sınıf öncüsünün ideolojik ve örgütsel temellerini yaratmada ve dolayısıyla parti kimliği kazanmada yaşadığımız gecikmeyi daha çok kendi zaaf ve yetersizliklerimizle ilgili görüyoruz. Bunlar hareketimizin gelişme süreçleriyle bağlantılı olarak çok değişik vesilelerle ve tam bir açıklık içinde ortaya konulmuş, değerlendirilmiştir. 3. Genel Konferansımız da bu doğrultudaki bir çabanın yeni bir vesilesi ve platformu olmuştur.