Batakta bir borç ekonomisi üzerinde yükselen sermaye düzeninin siyasal cephedeki krizi de yıllardır sürüyor. 12 Eylül askeri faşist darbesi, ’80 öncesinin siyasal krizini halk hareketini(41)durdurarak, kitleleri sistematik bir baskıyla ve ideolojik saldırıyla depolitizasyona iterek, devrimci hareketi ezerek ve nihayet düzen cephesindeki iç çelişki ve çatışmaları düzenin genel çıkarları adına bastırıp geri plana iterek çözmüştü. Fakat bu sonucun kendisinin olağanüstü yol ve yöntemlerle elde edilmesi, çıplak zora ve kaba bir otoriteye dayanması, bunun bir çözüm değil, fakat olsa olsa geçici bir soluklanma dönemi olacağının da bir göstergesiydi.