Bu nedenledir ki, ortaya çıktığı dönemde EKİM, parti sorununun sosyalizm ile işçi hareketinin örgütsel birliğinde ifadesini bulan asıl içeriğine, dolayısıyla da bu nitelikte bir partiyi ortaya çıkaracak bir politik ve örgütsel gelişme sürecine özel bir önem vermiştir. Doğal olarak, ortaya çıkış döneminde, bu yalnızca bir perspektif olarak kalabilirdi. Bu perspektifi gerçekleştirecek güç ve olanaklar ancak zamanla biriktirilebilirdi. Ne var ki bu ilk birikime ulaştığı andan itibaren hareketimiz, ideolojik yönelimini pratikte ciddi bir sınıf yönelimi ile birleştirebilmeli, örgütsel şekillenmesini bu çaba içinde gerçekleştirmeli, geliştirmeli, güçlendirmeliydi. EKİM, ideolojik kimliği ile tutarlı olabilmek için, örgütsel gelişmesini ve kadrolaşmasını, sınıf hareketine bir politik müdahale süreci olarak yaşayabilmeliydi. EKİM’in hala da gereğince yapamadığı, başaramadığı tam da budur. İdeolojik gelişme ile örgütsel gelişme arasındaki “belli bir kan uyuşmazlığı” buradan gelmekte, anlamını bu başarısızlıkta bulmaktadır.