Devrimci siyasal mücadelede ideolojik çalışma ve gelişmenin sonu gelmez bir süreç olduğu gerçeği bir yana, parti kimliğini kazanmanın asgari sınırları çerçevesinde düşünüldüğünde bile, bu alanda hareketimizin önünde hala çok önemli görevler durmaktadır. Fakat yine de, bu asgari çerçeve üzerinden bakıldığında, hareketimizin bu cephedeki görevlerinin amaca uygun bir yoğunlaşmayla üstesinden gelinecek denli kolaylaştığı da bir gerçektir. Sürecin bugünkü aşamasında asıl güç, sancılı ve bizi hala da zorlayan alan ise, gelişmenin pratik cephesidir. Demek oluyor ki, öncü kimliği, öncü örgüt düzeyi ve kapasitesi ile de yaratabilmek sorunudur.