Önderlik kapasitesi ile doldurulamayan bir konumda bulunmak ve buna rağmen burada kalmak, çok geçmeden beraberinde bürokratlaşmayı ve şeflik eğilimleriyle hareket etmeyi getirebilmiştir, bizim örgüt yaşamımızda. Bunu bir kişilik haline getiren öğelerin örgütün önüne bir engel olarak çıkmaları, bu engel kaldırılmaya kalkılınca da örgüte karşı gericileşmeleri, işi sonuçta devrimci siyasal mücadeleden kopmaya vardırmaları gerçekten dikkate değer bir küçük-burjuva dejenerasyonu örneğidir. Küçük-burjuva kökenden gelen; geçmişin küçük-burjuva devrimci anlayışı ve politikaları içinde şekillenen; ideolojik tercihlerinde geçmişten kopmuş gibi görünmekle birlikte, gerçekte tüm kişiliklerinde hala o geçmişi taşıyan ve yeni bir hareketin olumlu devrimci pratiği içinde henüz şekillenme olanağı bulamamış olan; dahası, “yönetici” konumları işgal ettikleri ölçüde, böyle bir dönüşümün kendileri için artık bir ihtiyaç olmaktan çıktığını da sanan, gerçekten yozlaşmış tiplerdir böyleleri.