Önderlik alanında geleceğe ilişkin ihtiyaçlar ve görevler konusunda böyle bir açıklığın olması koşuluyla, o günün objektif durumunda, sorunun konuluşu ve çözümü burada ortaya konulduğundan başka türlü olamazdı. Bununla birlikte, akan süreç içinde hareket ortaya konumunu hakeden önderlik kadroları çıkarmayı başaramadığı gibi, bu konumu geçici ihtiyaçlar çerçevesinde tutan kadroların bunu “kazanılmış hak” olarak algılamalarına ve bu çerçevede sağlıksız bir eğilime kapılmalarına da neden oldu. Tasfiyeci şefler bunun en tipik ve en yozlaşmış örnekleri oldular ve durumları Olağanüstü Konferansta yüzlerine şöyle ifade edildi: