Olağanüstü Konferansta bu sorunu bir vesileyle Mesut yoldaş şöyle özetlemişti:
“Eski dönemin yönetici kadrolarının pek çoğunun yeni dönemin görevlerini karşılamakta yetersiz olduğunu da düşünüyorum. Bunun da bu dağılmada önemli bir payı vardır. Belirli bir toplumsal tabana sahip olmayan, şehrin marjinal kesimleri üzerinde, öğrenci gençlik üzerinde şekillenen örgütlerde sağlam bir iktidar perspektifi olamazdı. Burada ben genel planda bu kadroların devrimciliğini tartışmak anlamında söylemiyorum. Ama politika anlayışlarında gerçekten iktidar sorununu her açıdan gözetmek yoktur. Bir, iç iktidar vardır. Bu iç iktidardaki yer ve konum çok önemlidir. Bu geçmiş “şef geleneği”nin temelidir. Ben bunu yazdığım için de söylüyorum. Bu eski şef tiplerinin örgüte bakışı, ideolojik çizgiye bakışı örgüt içindeki kişisel misyonlarına çok bağlantılıdır. Kişisel misyon, kollektif misyonun önüne çok rahat bir biçimde geçirilebiliyor. Bu örgütün böyle bir sorunu da vardır. Bugün yaşanan süreçte böyle bir eğilimin ortaya çıkmasında bunun hiç de küçümsenemeyecek özel bir faktör olduğunu düşünüyorum.” (Devrimci Politika ve Örgütlenme Sorunları, s.99)