12 Eylül operasyonu çerçevesinde tekelci burjuvazinin siyasal plandaki en önemli amacı, siyasal yaşam üzerinde mutlak bir tekel yaratma arzusuydu. Bunu yalnızca iktisadi gücünü kullanarak, medyadan kültüre kadar toplumsal yaşamın her alanını kendini denetimine almaya çalışarak yapmadı. Aynı zamanda devlet aygıtını da her bakımdan tahkim etti. Medyayı, üniversiteleri, önemli ölçüde sendikaları, öteki bir çok dinsel ve kültür kurumu, çeşitli amaçlı vakıfları vb., devlet aygıtının uyumlu ve bu anlamda organik bir parçası haline getirerek, yönetim aygıtına devasa bir güç ve etkinlik alanı kazandırdı. (Kürt özgürlük mücadelesine karşı yürütülen kirli savaş süreci içinde bu aygıtın bugün nasıl bir biçim aldığı ise bilinmektedir.)