Kuşkusuz kendimizi yalnızca emperyalizmin ve Türk devletinin bölgedeki emperyalist, yayılmacı ve saldırgan politikaları(76)na karşı mücadele görevleriyle sınırlamamalıyız. Komünistler, olumlu enternasyonalist devrimci görevlerini, Türkiye’yi çevreleyen coğrafyanın özellikleri ışığında daha somut olarak tanımlamalıdırlar. Bu çerçevede, Körfez savaşını önceleyen bir dönemde ve Türk devletinin yeni “aktif dış politika”sını henüz yeni yeni tartışmaya başladığı bir sırada, Ekim 1991’de kaleme alınan aşağıdaki satırlar, bugün de bir çıkış noktası olarak alınabilir.