Emperyalist politika iktisadi güç, politik ve askeri kuvvet demektir ki, Türk burjuvazisi bundan yoksundur. 70 milyar dolar borcu olan, ekonomisi sürekli kriz içinde debelenen, ekonomi çarkını ağır aksak döndürmek için bile sürekli emperyalist finans kuruluşlarına avuç açan bir ülkenin, emperyalist efendilerini aşan bir dış politika çıkışı elbette olamaz. Tersine, tam da aynı nedenlerle, bu dış politika, emperyalizmin çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillenir. Nitekim “aktif dış politika” ve “Türk-İslam alemine liderlik” türünden argümanlar da, bizzat ABD emperyalizminin Türk devletine kendi çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda biçtiği yeni rolün, içte kitleleri aldatmayı hedefleyen formülasyonlarla sunulmasından başka bir şey değildir.