Ekonomideki ağır sorunlara, Kürt sorununun ve özgürlük mücadelesinin yarattığı çok yönlü sarsıntıya, düzen partilerinin ve parlamentosunun tüm güçsüzlüğüne ve itibarsızlığına, kitlelerin iktisadi ve demokratik hak taleplerine ve bu doğrultudaki mücadelelerine rağmen, tüm bu siyasal istikrarsızlık öğelerine rağmen, sermaye yine de yıllardır toplumu belli bir kolaylıkla yönetmeyi başarabilmektedir. Paradoks gibi görünen bu olgunun açıklaması birbiriyle bağlantılı üç temel faktörde saklıdır ve bunların üçü de, sermaye düzeninin 12 Eylül karşı-devrimiyle elde ettiği sonuçlardır.