Tüm kritik sorunlar karşısında ve kritik anlardaki tutumunun da gösterdiği gibi, gerçekte RP’nin konumu da özünde farklı değildir. Ne var ki, 12 Eylül’ün dini öne çıkararak yarattığı uygun ideolojik zemin ve 24 Ocak politikaları ile yolaçtığı sosyal sorunlar, devrimci hareketin de ezildiği ve geri plana itildiği koşullarda, bu partiye geniş bir demagojik manevra alanı açmıştır. Bir yandan sosyal ve kültürel çöküntüye ve kokuşmuşluğa karşı geleneksel değerler ile din afyonunu kullanması, öte yandan ise iç ve dış politikaya ilişkin etkili bir sosyal-siyasal demagojiye başvurması, bu partinin kent yoksulları üzerinde belli bir etki kurmasını sağlamıştır. Sosyal-demokrasinin sol bir demagojiyi bile başaramaması ve yıllardır özel savaş hükümetinin bir ayağını oluşturması bunu ayrıca kolaylaştırmış, RP’ye geniş bir manevra ve etkinlik alanı açmıştır.