Tam da böyle bir dönemde Türkiye’de siyasal olaylar hızlanıyor ve yeni bir kitle hareketliliği yaşanıyor. İşçilerin bu hareketlilikte özel bir ağırlıkla yer alacağından kuşku duymuyoruz. Ve geçmişten farklı olarak, bugün biz ideolojik ve örgütsel cephede önemli bir birikime ve hazırlığa sahibiz. Bu aynı zamanda, sınıf hareketindeki yeni gelişmeden bu kez mutlaka en iyi biçimde yararlanabilmek için uygun önkoşullara sahip olmak anlamına geliyor.
Bir yanda politik mücadele alanına sıçramanın sancıları içindeki bir işçi hareketi ve öte yanda parti kimliği kazanmanın eşiğinde bulunan, fakat bunu sınıf hareketiyle buluşmada yaşayacağı bir sıçramalı gelişme ile sıkısıkıya ilişkilendiren bir komünist hareket gerçeği -bugün durumu böyle görüyoruz.