Öte yandan, bu çok temel önemde bir çalışma tarzı sorunudur. İl komitelerinin asli görevi, elindeki bazı sınırlı güçleri ve imkanları belli yetkilerle “yönetmek” değil, fakat mahalli planda mücadeleyi bizzat örgütlemek ve yönetmektir. Bunun için de olayların, gelişmelerin, grev ve direnişlerin, kitle toplantılarının sürekli olarak içinde olunabilmelidir. Özellikle alt komitelerin üyeleri, seçilmiş çalışma alanlarında işçilerin ve emekçilerin yaşamıyla içiçe olan bir gündelik çalışma ve yaşam tarzı tutturabilmelidirler. Oysa bugünkü durumda biz bunu henüz kazanılmış ilişkiler çerçevesinde bile yapamıyoruz. Alt organ üyeleriyle randevu trafiğini ve belli aralıklarla yapılan organ toplantılarını “önderlik” sanan çarpık bürokratik zihniyete karşı özel bir mücadele yürütmek, bunu kesin bir biçimde altetmek zorundayız.