Beşinci ve son olarak, bütün bunlara, geldikleri sosyal köken(173)ve siyasal geçmişten bağımsız olarak, bugünün devrimcilerinin; 12 Eylül yenilgisi ile ’89 çöküşünün etkisini taşıyan, genel tasfiyeci cereyana maruz kalan, kitle hareketindeki ağır ve sancılı gelişmenin yıpratıcı sıkıntılarını yaşayan bir kuşak olduğu temel önemdeki gerçeği de eklenmelidir.
Her biri ayrı bir önem taşıyan bu olguların tümü birarada, kadro politikamızın temel bir unsurunun dün olduğu kadar bugün de özel önemini koruduğunu göstermektedir. Bu, eldeki kadro güçlerinin ideolojik çizgimiz temelinde ciddi bir teorik ve pratik eğitimi ve dönüşümü, başka bir ifadeyle kendi ideolojik ve örgütsel potamızda yeniden biçimlendirilmesi sorunudur. Demek oluyor ki, sorunun I. Genel Konferansımızda, Beşinci Yıldeğerlendirmesi ile Komünist Bir Siyasal Sınıf Örgütü İçin! başlıklı değerlendirmede tekrar tekrar ortaya konulmuş o kendine özgü yönüdür.