Ne var ki, bu konferanstan çıkan yönetim organının bizzat kendisinin bu tür bir gelişmenin önüne bir engel olarak çıktığını, dolayısıyla problemi çözmek bir yana ağırlaştırdığını biliyoruz. Yeni ideolojik çizgiye uygun bir politik-örgütsel kimliğin pratikte maddi bir kuvvet olarak yaratılamadığı bir durumda, sürdürülmekte olan eski kimliğin eski ideolojik önyargılarla yeniden buluşması da kaçınılmazdı. İşte saflarımızda boyveren liberal tasfiyecilik, bu buluşmanın, iki yenilgi sonrası dönemde ve kitle hareketindeki bir gerileme ortamında, aldığı somut biçim oldu.