I. Genel Konferans aşamasında bile, problem hala bu çerçevesini koruyordu. Kazanılmış güçler henüz çok yeniydi ve yaratılmış bulunan örgütsel yapı, henüz gerçek manada bir siyasal(170)pratiğe yönelmiş olmadığı gibi, bu durumda, doğal olarak oturmuşluktan da uzaktı. Tüm bu gerçekler, elde bulunan ve daha kazanılacak olan insanların, hareketimizin ideolojik çizgisinde sıkı ve sürekli bir eğitimini ve bu doğrultuda yürütülecek bir politik faaliyet içinde dönüştürülmesini gerekli kılmaktaydı. Bu başarılamadığı takdirde ise, mevcut durumlarıyla hala geçmiş döneme ait bu tür bir insan malzemesiyle yaratılacak bir örgütsel yapı, hareketin ideolojik çizgisiyle uyumlu bir politik faaliyet ve mücadelenin taşıyıcısı olmak bir yana, problemin uzaması halinde kaçınılmaz olarak engeli haline dönüşürdü. Bugün I. Genel Konferansımızın belgelerini yeniden incelediğimizde, bu konuda daha o zamandan berrak bir bilinç ve bu çerçevede saptanmış canalıcı görevler olduğunu görmekteyiz.