Doğru bir ideolojik-siyasal çizginin akibeti bakımından kadro faktörünün belirleyici önemi üzerine bu sözler yeterince açık ve anlamlıdır. Fakat yine eklemeliyiz ki, Stalin burada, kimliğini ve kişiliğini bulmuş, güçlerini ve geleneklerini yaratmış bir partinin, her gelişme safhasında önüne hep çıkacak yeni görev ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde kadroların belirleyici önemi üzerine konuşuyor. Sorunun bu yönü kendi başına çok önemli olmakla birlikte, bizim kendi somutumuzda sorun daha kapsamlıdır. Daha özel bir anlam ve önem taşımaktadır. Bizde sözkonusu olan, hiç de yalnızca bir evrenin doğru belirlenmiş görev ve hedeflerini başarıyla gerçekleştirebilme sorunu değildir. Fakat daha da önemlisi, oluşum ve gelişme süreci içinde olan yeni bir hareketin, bu yeniliği, kendi örgüt yapısı ve çalışması ile politik mücadele pratiğinde somutlamasıdır. Genel ideolojik kimliği ile uyumlu bir maddi-örgütsel kuvvete dönüşebilmesidir. Demek oluyor ki, kendini komünist bir siyasal sınıf örgütü düzeyine çıkarabilmek, öncü sınıf partisi kimliğini artık nihayet tam anlamıyla ve her cephede kazanabilmektir. Sorun bu çerçevede ele alındığında ve parti olma sürecimizin toplamı açısından düşünüldüğünde, gelinen aşamada, gelişmemizin bugünkü düzeyinde, kadro sorunlarının çözümü belirleyici önemdedir, tayin edici çözüm halkasıdır.