Bu “kayıp” dönemin son 6 ayı tasfiyeciliğe karşı örgüt çapında açık bir iç mücadeleye sahne oldu. Yaratılan tüm kargaşaya ve tasfiyeci öğelerin sınırsız ölçüde sorumsuzluğuna rağmen, örgütümüz bu çatışma sürecini demokratik tam temsile dayanan bir konferansla noktalamayı başardı. Böylece en bunalımlı bir süreci bile örgüt yaşamının normlarına uygun bir biçimde aşma olgunluğunu göstererek, yaratmaya çalıştığı yeni örgüt geleneğinin önemli bir sınavından daha geçti.
Tasfiyeciliğin tasfiyesi, örgütsel gelişme sürecimizde yeni bir dönemin ilk adımı oldu. Ocak 1993’te başlayan bu son gelişme safhası, aradan geçen iki yılın toplam bilançosu üzerinden bakıldığında, tam da öngörüldüğü gibi, örgütsel gelişme sürecimizde gerçek bir yeni dönem olmuştur. Tasfiyeciliğin yarattığı tahribatın giderilmesi, örgütün ideolojik birliğinin daha sağlam bir biçimde yeniden kurulması, örgütün yeniden yapılandırılması, yeni çalışma alanlarına ve biçimlerine geçiş, ve tüm bunların ortak bir sonucu olarak, örgütün pratik faaliyet ve politik mücadele kapasitesindeki büyüme, bu yeni gelişme döneminin temel kazanımlarından bazılarını oluşturmaktadır.