Tarikatların büyük sermaye partileriyle bu denli içiçe geç(87)mesi olgusu, onların düzen ve devrim kutuplaşmasında saflarını açık bir biçimde düzenden yana seçmeleriyle ilgiliydi. Koyu bir anti-komünist çizgiye sahip olageldiler. ABD ve NATO’nun desteklenmesi, özel mülkiyet düzeninin kutsanması, devlete sadakatin telkin edilmesi, tarikatlara hakim davranış çizgisi oldu.
Tarikatlar bugünkü konumlarıyla tekelci sermaye düzeninin gerici payandaları durumundadırlar. Tekelci sermaye devleti bu tür örgütlenmeleri açık-gizli çeşitli yöntemlerle desteklemektedir. İçinden geçtiğimiz süreçte, tarikatların üzerlerine “sivil toplum örgütleri” yaftası asılarak düzen tarafından meşrulaştırılmaya çalışılmalarının arkasında da bu temel gerçek vardır.