Türk tekelci burjuvazisinin “büyük ve güçlü dünya devleti” propagandasının son malzemesi, Avrupa ile Gümrük Birliği Antlaşması oldu. Gerçekte ise, Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almadan onu Gümrük Birliği’ne dahil etmek, sözkonusu iddianın tam tersini kanıtlamaktadır. Antlaşma, Türkiye’yi ekonomik cephede Avrupa sermayesine ve mallarına sınırsız bir biçimde açarken, onu Avrupa Birliği’ne almayarak tüm siyasal karar mekanizmalarının dışında bırakmış oldu. Bu gücün değil, güçlü olana teslimiyetin bir göstergesidir. Gümrük Birliği Antlaşması, Türkiye’nin Avrupa kapitalizmiyle tam ekonomik entegrasyonunu öngören yeni bir emperyalist kölelik antlaşmasından başka bir şey değildir.