Draft V. 1 -savunma



Yüklə 1,43 Mb.
səhifə46/195
tarix09.01.2022
ölçüsü1,43 Mb.
#93387
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   195
Kasım 2011’de ise izlenme payı tüm günde % 6.7 ve prime time da %8 seviyelerinde olan Star TV 327 milyon dolara sadece isim ve yayın hakkı olmak üzere el değiştirmiştir.
Mayıs 2013 tarihinde Show TV tüm günde % 5.61 prime time da % 5.43 seviyelerinde iken 402 milyon dolara TMSF tarafından Ciner grubuna satılmıştır.
Kasım 2013 tarihinde TV8, 70 milyon dolar karşılığı Acun Medya grubuna satılmıştır. O tarihte Kanaltürk ve TV8 performansı şu şekilde gerçekleşmiştir. Tüm gün ve tüm kişilerde, Ekim 2013 de ,Kanaltürk 1,83, TV8 0,94, Kasım 2013 de ,Kanaltürk 1,94, TV8 0,88 izlenme oranına sahiptir.
Sonuç olarak, bir TV kanalı ve ulusal bir radyo olan Kanaltürk’ün piyasa değerinin bu değerlendirmelerle en az 150 milyon Amerikan doları gibi bir seviyede olduğu ve Bugün TV, Bugün ve Millet gazetelerinin de değerleri bu rakamlara eklendiğinde grubun değerinin en az 200 milyon Amerikan doları olduğu kendiliğinden görülecektir.
Diğer taraftan 2010-2014 tarihleri arasında toplam 5 yılda Kanaltürk televizyonuna 120.743.238-TL, Bugün TV’ye 22.480.928-TL Bugün Gazetesi’ne 55.437.356-TL İpek Medya grubuna Holding tarafından direkt sermaye ödemesi yapılmıştır. Toplam yasal sermaye aktarımı 198.661.522-TL olup yukarıda da belirtildiği gibi şirketlere kayyum atandığı tarih itibariyle İpek Medya grubunda yer alan televizyon ve gazetelerin değeri en az 200 milyon Amerikan Doları olup, şirket bu süreç içerisinde hiçbir şekilde zarar etmemiş marka değerinin yükselmesi ile değerlenmiştir. Dolayısıyla zarar eden şirketlere sermaye aktarıldığına dair iddialar tamamen gerçek dışıdır. Zira medya guruplarında dönem içerisinde zarar olarak görülen kayıtlar aslında şirketin marka değerinin yükselmesi neticesinde kâra dönüşmektedir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, söz konusu medya kuruluşlarına yapılan sermaye takviyesi neticesinde, bu markaların ekonomik değerinin yükseldiği ve şirketlerin daha da değerli hale geldiği anlaşılmaktadır. Müvekkillerimiz söz konusu medya kuruluşlarını şirket bünyesine kattıkları tarihten el konuldukları tarihe kadar ekonomik değerlerini kat kat arttırmışlardır.
Müvekkillerimizin bu medya organlarının işletme ve büyütmekteki yegâne amaçları ekonomik olup, hiç bir ideolojik amaçları bulunmamaktadır. Aksi takdirde hem medya hem de diğer grup şirketlerinin ticari olarak bu kadar büyümeleri mümkün olamazdı.
        1. Söz konusu soruşturma ile terör örgütü yaftası ve suçlaması ile müvekkillerimin ortağı olduğu özgür ve bağımsız medya kuruluşlar el konularak susturulmuş, gazetecilik faaliyetleri engellenmiş ve dolaysıyla halkın doğru haber alma hakkı gasp edilmiştir.


Müvekkillerimizin ortağı olduğu medya kuruluşları yasalara uygun olarak faaliyetlerde bulunan ve mali yapıları denetlenen kurumlardır. Yıllardır faaliyetleri ve mali yapıları denetlendiği halde hiç bir yasaya aykırılık tespit edilememiştir. İlgili gazete ve televizyonlar basın ve ifade özgürlüğü kapsamında faaliyette bulunmuşlardır.

Yayın hayatı boyunca evrensel olarak kabul edilmiş demokrasi, insan haklari, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve inanç özgürlüğü yanında yer almış, hiçbir ideolojinin körü körüne savunuculuğunu yapmamıştır. Yazarlarının ve gazetecilerinin düşüncelerine ve yazılarına sansür uygulanmamış demokratik toplumda ihtiyaç olan kendilerini ifade etme imkânına saygı gösterilmiştir. İktidar partisine biat etmemiş, onun doğru uygulamalarını takdir edip yanlış uygulama ve politikalarını eleştirmekten kaçınmamıştır. Ancak iktidar partisi kendisiyle ilgili herhangi bir olumsuz habere tahammül göstermemiş “taraf olmayan bertaraf olur” düşüncesiyle hareket etmiştir. Bunun sonucu olarak iktidar partisine biat etmemesinden ve objektif yayınlarından dolayı 2014 yılından sonra asılsız ve mesnetsiz isnatlarla suçlanmış terör örgütü propagandası yaptıkları iddiası ile ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olarak el konulmuş, gazetecilik faaliyetleri engellenmiş ve dolaysıyla halkın doğru haber alma hakkı gasp edilmiştir.

Basın özgürlüğü ve sansür edilemeyeceği eşyalarına el konulamayacağı anayasal güvence altında olmasına rağmen dikkate alınmamış ve medya şirketleri kapatılarak tüm malvarlıklarına el konulmuştur.

İktidar partisinin çizgisinde yayın yapan veya ona biat etmek durumunda kalmış diğer medya kuruluşları ile kıyaslandığında muhalif çizgisinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmış, adil olmayan haksız ve farklı muameleye tabi kılınmış, yasaların korunmasından yararlandırılmamıştır.


      1. Müvekkillerimin mevcut yasalar çerçevesinde faaliyet gösteren Bank Asya’ya çok cüzi miktarda para yatırılmaları tamamen ekonomik amaçlı olup hukuka aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Aksini iddia etmek varsayıma dayalı olup niyet okumaktır. Dolayısıyla soruşturmanın objektif yapılmadığının ve iddianamenin sübjektif olarak ön yargılarla hazırlandığının en önemli delilidir.


Söz konusu iddianamede, müvekkillerimiz Melek İpek, Nevin İpek ve Pelin Zenginer, Bank Asya'ya para yatırmak suretiyle örgütün talimatlarını yerine getirdiği belirtilmiştir. Türkiye'de yasalara uygun olarak kurulan ve faaliyette bulunan, tüm işlemleri BDDK ve Bakanlıklar tarafından denetlenen bir bankaya para yatırmak suç değildir ve bu faaliyet hiçbir şekilde suç olarak nitelendirilemez.

Adı geçen müvekkillerimizin bir çok bankada hesabı bulunmaktadır. Şayet böyle bir amaçla hareket edilmiş olsa idiler, bir başka deyişle örgütün talimatları ile hareket etselerdi, başka bankalarda olan paraları bu bankaya yatırabilirlerdi. Üstelik bu kimseler tarafından Bank Asyaya yatırılan paralara bakıldığında bu kimselerin servetleri orantısız çok cüzi rakamlar olduğu açıkça görülmektedir. Türkiye’nin varlıklı insanları olan Müvekkillerimizin amaçları bankayı batmaktan kurtarmak olsa, birkaç bin lira değil Milyonlarca Lira yatırabilirlerdi. Bu dahi tek başına iddia makamının iddia ettiği hususn temelsiz ve asılsız olduğunu tek başına ortaya ko olsa, birkaç bin lira değil Milyonlarca Lira yatırabilirlerdi. Bu dahi tek başına iddia makamının iddia ettiği hususn temelsiz ve asılsız olduğunu tek başına ortaya koymaktadır.
Bu para yatırma işlemi mutat ve olağan olduğu halde, müvekkillerim hakkında delil elde etmekte zorlanan soruşturma savcısının çaresizliğini göstermesi açısından ibretlik bir sonuç ortaya çıkmıştır. Nedense ekonomik durumu iyi olan ve Türkiye’nin vergi rekortmeni olan en varlıklı kişileri arasuında yer alan Müvekkillerimiz Akın İpek ile Cafer Tekin İpek bu bankaya para yatırma ile ilgili “örgütün” çağrısını(!) dikkate almamış ve para yatırmamışlardır. Hatta değil kendi servetlerini, sahibi ve yönetici oldukları şirketlerde yüzmilyonlarca Amerikan Doları ve TL olmasına rağmen şirketleri adına tek bir hesap açıp da bu hesaplara tek bir Kuruş yatırılmış değildir. Demek ki, Müvekkillerimizin hiç biri “örgüt” talimatıyla hareket eden ve bu hiyerarşik yapıya dâhil insanlar değillerdir.

      1. Yüklə 1,43 Mb.

        Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   195




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin