хёрӳсёр (hérüsér) 1. Soğuk, hararetesiz, sönük. хёрӳсёр кăмака Soğuk ocak. 2. Soğuk, kayıtszı, ilgisiz, isteksiz. хёрӳсёр калаç- Soğuk konuşmak.
хёрхев (hirhev) Merhamet, acı, acıma. манăн ăна хёрхев çук Ben ona acımıyorum.
хёрхевлё (hérhevlé) Yumuşak, duyarlı, merhametli.
хёрхевсёр (hérhevsér) Merhametsiz, acımasız, taş yürekli.
хёрхен- (hérhen-) Cimrilik etmek, açgözlülük etmek. укçа хёрхен- Paraya kıyamamak. хёрхенсе ан тăр! Cimrilik yapma! 2. Acımak, kıyamamak. çав пёччен карчăка питё хёрхентём Bu yalnız kadına çok acıdım.
хёс- (hés-) Sıkmak, biçmek, basmak, boğmak, çiğnemek. хёснё сывлăш Basık hava. атă хёсет Çizme sıkıyor. 2. Sınırlamak, kısıtlamak. критикăна хёc- Eleştiriyi kısıtlamak. 3. Baskı yapmak. хёсекен шухăш İç karartıcı düşünce. куç хёс- Gözlerini kısmak, göz kırpmak.
хёсёк (hésék) 1. Kısık, sıkı, dar. 2. Çekik (göz). хёсёк куçлăçын Çekik gözlü. 3. Ağır, zor. хёсёк пурнăç Zor hayat. 4. Zor şartlar, zor durum, ağır durum. хёсёкре пурăн- Zor şartlarda yaşamak. хёсёке юл- Zor durumda kalmak, zor duruma düşmek. 5. Yetersiz, az, sınırlı. манăн вăхăт хёсёк Benim zamanım sınırlı.
хёсёклен- (héséklen-) 1. Daralmak, kısılmak, basılmak. çул хёсёкленчё Yol daraldı. 2. Zorlaşmak, ağırlaşmak. пурнăç хёсёкленсех пынă Hayat daha zorlaştı. 3. Yetersizleşmek, sınırlı kalmak.
хёсёклёх (hésékléh) 1. Darlık. пӳлём хёсёклёхё Odanın darlığı. 2. Ağır şartlar, ağır durum. хёсёклёхе лекрёмёр Zor şartlara denk geldik. 3. Yetersizlik, sınırlılık.
хёсён- (hésén-) 1. Daralmak, kısılmak. утма çул хёсёнет Patika daralıyor. 2. Kısılmak. куç хёсёнeт Göz kısılıyor. 3. Sıkışmak, sıkılmak, darlanmak. 4. Yapışmak, sokulmak. ача амăшё çумне хёсёнет Çocuk annesine yapışıyor. хёсёнсе лар- Saplanmak, takılıp kalmak. 5. Yetersiz kalmak.
хёсёр (hésér) 1. Çorak, kıraç. 2. Verimsiz.
хёсёрле (hésérle) Verimsizce, verimsiz bir şekilde.
хёсёрле- I (hésérle-) 1. Sıkıştırmak; geriletmek, basmak, sıkmak. 2. Baskı yapma.
хёсёрле- II (hésérle-) 1. Sıkıştırmak, geriletmek, baskı yapmak. 2. Gücendirmek, darıltmak, incitmek.
химизаци (himizatsi) Kimyasal madde ve teknolojiler kullanımı.
химилле (himille) Kimyasal. химилле энерги Kimyasal enerji.
хир (hir) Tarla, kır, bozkır, step. хирёпе Bütün tarlada, bütün bozkırda. хир акăшё Yabani kuğu. хир ёни Büyük boynuzlu bir geyik türü. хир качаки Dağ keçisi. хир чăххи Sülün, keklik. хир ăсанё Kayın tavuğu. хир суханё Yabani soğan. хир çăмхи Topuz (Topuz dikeni) хир супăнё Sabun otu.
хир- (hir-) 1. Bükmek, eğmek, kıvırmak, kriko ile kaldırmak. 2. Mahvetmek, batırmak, kırıp geçirmek, yok etmek, imha etmek.
хире-хирёç (hir-hiréşś) 1. Karşı karşıya, zıt, aksi, karlılıklı. 2. Karşılıklı olarak. хире-хирёç залогё İşteşlik çatısı.
хире-хирёçлёх (hire-hiréşśléh) Karşıtlık, zıtlık.
хирёл- (hirél-) Düşmek, yıkılmak, yok olmak, mahvolmak.
хисеп (hisep) 1. Hesap, sayı, tarih. хисепе ил- Hesaba almak, kaydetmek, kayda gemek. 2. Saygı, onur, şeref, saygıdeğer, kıymet. хисеп хăми Şeref levhası. вăл хисепрен тухнă Saygısını kabetti. хисеп, хисеп ячё Sayı sıfatı.
хуняçа (hunyaşśa) Kayın baba, kayınpeder. хуняçу Kayın baban, kayınpederin. хуняшшё Onun kayın babası, onun kayınpederi.
хуп- (hup-) Kapatmak, kapamak, örtmek, tasfiye etmek, ortadan kaldırmak. куç хупмалла выля- Körebe oynamak. çёрёпе куç хупмарăм Bütün gece göz kapatmadım.
хупах I (hupah) Meyhane.
хупах II (hupah) Dulavratotu (30-60 cm yükseklikte, iki yıllık otsu ve kırmızı çiçekli bir bitki). шыв хупаххи Nilüfer. шуйттан хупаххи Eğrelti otu (Çok yıllık, çiçeksiz ve otsu bir bitki).
хупах III (hupah) куç хупаххи Göz kapağı.
хупа/ хуп (hupa/ hup) Kabuk, zırh, kılıf. тура хуппи Tarak, ibik. кёнеке хуппи Kitap cildi. çăмарта хуппи Yumurta kabuğu. кăвак хуппи Kuzey ışığı.
хупă (hupw) Kapalı, kaplı. xупă сасă Sessiz harf. хупăллă кёнеке Ciltli kitap.
хурIII (hur) İki arşına (dirsek) karşılık uzunluk ölçüsü.
хур- (hur-) Koymak, yatırmak, bırakmak, dikmek. вут хур Ateş yakmak. никёс хур- Temek atmak. ят хур- isim vermek, isim koymak. хак хур- Kıymetini vermek, değer vermek, değerini belirlemek.
хура (hura) Kara, siyah, kötü, pis. хуп-хура, йёпкён хура Kapkara. хура-курăк Ekin kargası. хура кайăк Kara tavuk. хура пулă, хура караç Yeşil sazan. хура çёлен Kara yılan, engerek. хура çырла Böğürtlen. хура тăпра Kara toprak, yer. хура тахлан Kurşun. хура çип ути Kekiği. хура арăм выти, хура арăм мути, хура арăм ути Ayvadana. хура пуç Hasır otu. хура сарана Zambak. хурт курăкё Arı otu.
хурав (hurav) Cevap, karşılık, çözüm, yankı.
хураваш (huravaş) Ona göre, öyle, bundan dolayı, onun için, bu yüzden.
хуравла- (huravla-) Cevap vermek, karşılık vermek, yanıtlamak, sorumlu olmak.
хуравлаш-/ хурулаш- (huravlaş-/ hurulaş-) Karşılıklı cevap vermek, karşılık vermek, itiraz etmek.
хурал (hural) Nöbet, koruma, bekleme. хурал çынни Bekçi, nöbetçi. хурал пӳрчё Bekçi kulübesi. хурал тăрат- Nöbet koymak. вăрман хуралё Orman bekçisi.