DAMAT İBRAHİM PAŞA
548
549
DANİEL
rülhadistir. Kaldı ki, bu da sadece bir da-rülhadis olarak değil, aym zamanda bir kitaplık ve onlarla birlikte tasarlanmış bir sebil ve çeşmeden oluşmaktadır.
Bir avlu çevresinde düzenlenen yapının girişinin iki yanında simetrik olarak biri kitaplık, diğeri dershane olarak kullanılan iki kubbeli oda vardır. Dershane ve kütüphane revaklarına birkaç basamak merdivenle çıkılmaktadır. Birbirlerine saçakla bağlı olan bu giriş öğelerinin karşısında, avlunun güneydoğu yönüne "U" biçiminde yerleşmiş, revaklı öğrenci hücreleri vardır. Güneybatıda revak yoktur. Açık bir eyvan etrafında bir tarafta iki oda, diğer tarafta bir oda bulunmaktadır. Bu odaların boyutları ve eyvanın varlığı burasının bir yazlık dershane ve belki de müderris için bir daire olduğunu düşündürmektedir. Hücreler arasında revak altından helalara geçilir. Avlunun ortasında büyük ağacın altında bir şadırvan vardır. Sözü edilen avlu, özellikle girişin iki yanındaki merdivenlerle çıkılan ve revaklarla çevrili olan galeriler, dershane ve kitaplık bu küçük külliyenin karakteristik öğelerini oluştururlar. Avlunun güneybatısındaki küçük hazirede padişah damatları olan, başta Damat ibrahim Paşa olmak üzere, oğlu Damat Mehmed Paşa'mn ve Damat Mustafa Pa-şa'nm mezarları ve başka mezarlar bulunmaktadır. Bu hazirenin büyük kemerli pencerelerinin içinde o dönemin karakteristik dövme demir parmaklıkları vardır. Yapının kuzeybatı köşesindeki sebil ve yanındaki çeşme, yükseltilen yollar nedeniyle 60 cm kadar asfalta gömül-
müşlerdir. Sebil ve yanındaki çeşme, üzerindeki kitabeye göre 1132/1719'da, inşaatın tamamlanmasından önce bitirilmiştir. Darülhadisin kapısında ise yapının tümünün bittiği tarih Arapça bir beyitle 1133/1720 olarak verilmiştir.
Yapı mimari üslubu ve bezemeleriyle Lale Devri mimarisinin İstanbul'daki ö-nemli anıtlarından biridir. Özellikle mermer panolar üzerindeki değişik çiçek motifleriyle kabartmalar, Lale Devri üslubunun karakteristik örnekleridir. Dershane ve kitaplık basit kubbeli hacimlerdir. Kubbe geçişi tromplarla gerçekleşir ve mukarnas bir korniş trompların altında bütün duvarlarda dolaşır. Her iki odanın önündeki revakların tonozları çiçek motifli süslü madalyonların egemen olduğu bir desenle süslenmiştir. Dershane camiye çevrildiği zaman yapılan minare, daha yeni dönemlerde de tamir görmüş olmalıdır. Yapının temel konstrüksiyonu taş ve tuğla almaşık duvar örgüsüdür. Mescit yapılmadan önce de var olması gereken mihrap beşgendir ve dilimli bir kubbesi vardır.
Minarenin yapımından önceki dershane ile çeŞme ve sebil arasındaki bağlantı bugün pek anlaşılmıyor. Dershane duvarı ile sebil arasında bir geçit var o-labilir. Çeşme ve sebilin ortak ve geniş bir saçağı vardır. Mukarnas başlıklı yarım sütunlarla ayrılan beş açıklıklı sebilin pencerelerindeki baklavalı dövme demir şebekeler, rozet ve en üst sıralarında bir stilize lale motifiyle süslenmişlerdir. Sebil pencerelerinin karakteristik taş kemerlerle biten açıklıklarının üzerindeki ge-
ARASTA (D1REKLERARASI) ŞEHZADEBAŞI CAD. ^
niş alınlar, ince bir mukarnas sırasıyla ikiye ayrılmış ve en alttaki banda beyitler yazılmıştır. Çeşme, klasik üslup ta, sivri kemerli bir nişin içinde bir yazıt ve musluk çevresindeki hafif kabartma kaş kemerli bir aynadan oluşmaktadır. Taç kemerin ortasında bir kabartma rozet ve dikdörtgen çerçevenin köşelerinde yine gül desenli rozetler vardır.
Damat ibrahim Paşa'mn külliyesi türünden bir hayratın sosyal içeriğini anlamak açısından yapının vakfiyesindeki bazı noktalar aydınlatıcıdır. Darülhadislerin hocalarının öğretim hiyerarşisindeki yerlerinin en üst düzeyde olduğunu Süley-maniye Darülhadisi'nden biliyoruz. Bu vakfiyede, darülhadisin müderrisinin imparatorlukta en çok ücret alan hoca olması gerekliliği vurgulanarak kendisine 100 dirhem maaş bağlanmıştı. Hocanın iki yardımcısı özgür bir programla tasavvuf dersleri vereceklerdi. Ayrıca bir de mes-nevihan kadrosu açılmıştı. Kütüphanede çalışan beş kişiden başka, bir mücellit, dersler sırasında buhur yakan, sebil ve çeşmeyi temizleyen, suyollarına bakan, helaları temizleyen, ortalığı süpürüp temizleyen görevliler, kapıcılar ve darülhadisin suyu Bozdoğan Kemeri'nden(->) geldiği için, bu kemerin korunmasıyla ilgili bir bekçi, külliyenin bakımı için bir taşçı, bir duvarcı ve bir kurşuncu, bir çöpçü, bir saki ve suculardan oluşan 35 kişilik kadro herhalde küçük bir külliyeye tahsis edilen en zengin vakıf kadrolarından biridir. Vakfın ilk mütevellisi de kurucuların oğlu Mehmed Paşa idi.
Bu vakfiye ibrahim Paşa ile Fatma
Damat ibrahim Paşa Külliyesi'nin planı. (Revak boyutları varsayımsaldır.) Darülhadisin planı: Zeynep Ahunbay, vaziyet planı: Doğan Kuban
Damat ibrahim Paşa Külliyesi'nin sebilinden bir ayrıntı. Doğan Kuban
Sultan'ın bu kütüphane ve darülhadise ne kadar önem verdiklerini gösterdiği kadar Lale Devri'nin özgün eğilimlerini de açıklamaktadır. Buradan Damat ibrahim Paşa ile karısı Fatma Sultan'ın o dönemin tasavvuf ve rintlik atmosferinde özel bir ağırlıkları olduğu ve Mevlevîliğin hamisi oldukları anlaşılıyor. Dönemin suya verdiği önem ise, darülhadisin kadrosunda bulunan su tesislerinin ve suyollarının bakımı ile görevli olanların, sucuların ve bir sakinin varlığından anlaşılıyor. Yaratılan mimari ortam bu özgün öğretim programının amacına uygun niteliktedir. Avlunun giriş tarafından yükselmiş iki platforma oturan kubbeli hacimlerle onları birbirine bağlayan ve giriş için de özel bir saçak oluşturan düzenleme, istanbul mimarisindeki en güzel avlu girişlerinden birisidir. Külliye ile birlikte
yapılan, yolun darülhadis tarafındaki 37, karşı tarafındaki 45 tane dükkân, Fatma Sultan ve ibrahim Paşa'mn kente hediye ettikleri diğer bir önemli kentsel düzenlemeydi. Aslında üstü açık bir arasta olarak küçük külliyeye eklenmiş olan bu dükkânlar Osmanlı tarihindeki kentsel düzenlemeler içinde az bulunan örnekler arasında anımsanmalıdır. 19. yy' in ünlü Direklerarası(~>) bu dükkânlar önündeki revaklardı. istanbul'da kent içindeki yollar etrafında bulunan revak-lann biri burada, diğeri de daha küçük bir ölçüde Nuruosmaniye Külliyesi'nin(->) karşısındadır. Osmanlı döneminde, Roma ve Bizans dönemlerinin dükkanlı re-vaklarının tek örneği budur. Bunu, belki de ibrahim Paşa'mn tarihe olan merakına ve antik kitapları okumasına borçluyuz.
Bugün yapı pek bakımlı değildir. Avlusunda kitaplıkla hücreler arasına itina-sız bir işçilikle çirkin bir ek yapılmıştır. Dershanesi mescit olarak kullanılmaktadır.
Bibi. Ayvansarayî, Hadtka, I, 52; Tanışık, istanbul Çeşmeleri, I, 328; Kumbaracılar, Sebiller, 33; Goochvin, Ottoman Architecture, 368-370, 457; M. Aktepe, "Nevşehirli ibrahim Paşa", 1A, IX, 234-239; ibrahim Paşa Vakfiyesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, no. 1959; Fatih Camileri, 150-151.
DOĞAN KUBAN
Dostları ilə paylaş: |