DALLAWAY, JAMES
~ Şubat l 763, Bristol - 6 Haziran 1864, Leatherhead) İngiliz topografyacı ve yazar.
Bir bankerin oğluydu. 1789'da eski eserler meraklılarının toplandığı Society of Antiquarians'a üye oldu. Koruyucusu olan Norfolk dukasının aracılığıyla 1794' te İngiltere'nin İstanbul elçiliğinin hekim ve papazlığına atandı. İstanbul'daki üç yıllık yaşantısının ve gözlemlerinin ürünü olan Constantinople ancient and modern with excursions to the shores and islands of Archipelago and to the Troad başlıklı kitabı 1797'de Londra'da yayımlandı. 1800'de Chemnitz ve 1801' de Berlin-Hamburg'da yapılmış iki Almanca baskısı ve Paris "an VII" tarihli bir Fransızca baskısı vardır. Dallaway İngiltere'ye dönüşünden sonra ölümüne kadar Norfolk dukasının sekreterliğini yaptı ve İngiltere tarihine ilişkin kitaplar kaleme aldı.
İstanbul'a ait yapıtı bir seyahatnameden çok tarih ve coğrafya çalışmasıdır ve bunun için Dallaway eski Bizans yazarlarından olduğu gibi Batılı seyyahlardan ve yerel kaynaklardan da faydalanmıştır. Böylece "İstanbul efendisi"nin (İstanbul kadısının) sayımlarına dayanarak o dönemde kentte 88.185 evin ve 130 tane halka açık hamamın bulunduğunu yazar. Herhalde bu sayımdan yola çıkarak kent nüfusunun 400.000 kişi (ki bunların 200.000'ini Türk, 100.000'ini Rum ve geri kalanım Yahudi, Ermeni ve Frenk olarak hesaplar) olduğunu yazar. İstanbul kadısından elde edilen bilgiler ancak suri-çi İstanbul'a ait olmalıdır.
Zamanında Topkapı Sarayı'nda 6.000 kişinin hizmet gördüğünü yazar ki, bunların 500 kadarı kadındır. Ancak bu çalışanların önemli bir bölümünün kentte evleri vardır ve sarayda gecelemezler. III. Selim sayesinde sarayda modernleşme başlamıştır.
Yazar, herkesçe anlatılan büyük sultan camilerinin ötesinde Nuruosmaniye ve Laleli'den de söz eder. Ayrıca, yine
İstanbul efendisinin defterlerine dayanarak, 1782 yangınından önce (Ramazan 1196/Ağustos 1782 Cibali yangım) kentte 500'ü aşan okulun (herhalde medrese ve mektep) bulunduğunu yazar. Kütüphaneler için de önemli bilgiler verir. Bunların sayısı 1784'te 150 kadardır, 13 tanesi halka açıktır. 1754'te kurulan Ayasofya Kütüphanesi'nde 1.527, Fatih Kütüphane-si'nde ise 1.525 yazma kitap vardır. 1779' da sultan (I. Abdülhamid) bir halk kütüphanesi açmıştır. Ayrıca Köprülü ve Ragıb Paşa kütüphaneleri de anılır.
Diğer ilginç bir bilgi Nuruosmaniye Camii'nin yakınlarında bulunan "tiryaki-hane"ye aittir. Burada satılan afyon, ağdalı şuruplarla ve baharatlı meyve sularıyla karıştırılıp ya kaşıkla yenilir ya da üstünde "Maşallah" yazısı basılmış baklava biçiminde macunlar halinde sunulur. Bundan başka yazar bir Avrupalının aklından geçiremeyeceği kadar sessiz sokaklardan, kahvehanelerden ve oralardaki hikayecilerden söz eder. 1779'daki yangında zarar gören Çemberlitaş'ı sağlamlaştırmak için taş bir kaidenin yaptırıldığını not eder. Hanım sultanların birçok sarayının bulunduğu Eyüp'te padişahın (III. Selim) annesinin (Mihrişah Sultan) kendisine bir türbe yaptırdığını yazar. Aynı dönemde harap bir halde cilan Aynalıkavak Sarayı'nda bazı tamiratlar yapılmaktadır. Boğaziçi'ne gelince, sahil saraylarına ve Kuruçeşme'deki Fener Rum aristokrasisine ait konaklara ilişkin kısa bilgilerden sonra, gene kısaca sukemerlerinden ve bentlerden söz edilir ve İran sefirinin ikametgâhının Üsküdar'da olduğu yazılır.
Kitapta renklendirilmiş birkaç gravür vardır, bunlar arasında en ilginç olanları, sur dışından Yedikule'nin görünüşü ve İngiliz sarayından (aslında İsveç sarayından olacak) Sarayburnu'na bakıştır.
STEFANOS YERASiMOS
Dostları ilə paylaş: |