1908'DEN GÜNÜMÜZE
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLARI
1908-1914 Kavolzade Fuad Bey
1914-1920 Celâleddin Arif Bey
1920-1925 Lutfi Fikri Bey
1925-1928 Sadeddin Ferid Bey
1928-1934 Halil Hilmi Uyguner
1934-1940 Hasan Hayri Tav
1940-1945 Mekki Hikmet Gelenbeg
1945-1950 Hâşim Râfet Hakarar
1950-1953 Abdülhak Kemal Yörük
1953-1954 Hâşim Râfet Hakarar
1954.1956 Abdurrahman Yola
1956-1958 Orhan Arsal
1958-1960 Cahit Arif Tunger
1960-1962 Muvaffak Benderli
1962-1964 Cahit Arif Tunger
1964-1972 Ferruh Dereli
1972-1974 Burhan Güngör
1974-1976 Mehmet Ali İkizer
1976-1983 Orhan Adli Apaydın
1983-1988 Selahattin Sulhi Tekinay
1988- Turgut Kazan
başlamış ve eski arkadaşlarından istediği kararları alabileceği hakkında yalan yanlış şayialar çıkarmış, her ne suretle olursa olsun aldığı işe ve müvekkiline ihanet etmiş ve bu nedenle hakkında sayısız şikâyette bulunulmuş, mesleği cambazlığa ve murabahacılığa çevirmiş, hakkında mahkemelere vasıtalık ettiği söylentileri çıkmış, kötü şöhretli avukatlar da mesleğe hıyanet etmiş addolunuyordu.
Yapılan tasfiyelerden sonra Tefrik Encümeni reisinin daveti üzerine İstanbul Barosu Genel Kurulu yanan Adliye Sarayı'mn(->) cinayet davalarının görüldüğü salonunda 18 Ağustos 1924'te toplandı. Bu baro, milli iradenin ilk İstanbul Barosu'dur ve bugünkü İstanbul Barosu'nun başlangıcıdır.
Tasfiyeden önce İstanbul Barosu'na 960 muhami kayıtlıydı. Tefrik Encüme-ni'nce düzenlenen levhaya göre ise bu sayı 431'e düşürülmüştü. Bunların 307'si toplantıda hazır bulundu. En kıdemli muhami olan Abdurrahman Adil geçici başkanlığa seçildi. Toplantı siyasi boyutu oluşu nedeniyle epey gürültülü geçti.
Avukat deyimi ilk defa 1884'te kabul edilen Dava Vekilleri Hakkında Rumeli-i Şarkiye Mahsus Kanun-ı Vilayet'te geçer. 1926'da çıkarılan bir kanunla bu Muhamat Kanunu'nun adı Avukatlık Kanunu ve kanunda yazılı muhami kelimesi de avukat olarak değiştirildi. 1938 tarihli ve 3499 sayılı Avukatlık Kanunu, avukatlık konusunda ileri bir adımı simgeledi. Bu kanun çeşitli yabancı ülkelerin aynı konudaki kanunları incelenerek hazırlandı ve ileri bir aşama sağlandı. Bu kanunda da, 1943'ten başlayarak beş kere değişiklik yapıldı; ancak bu değişiklikler esası değiştirici nitelikte olmadı. Avukatlık en son olarak 19.3.1969
tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile düzenlendi. Türkiye Barolar Birliği de aynı kanunla kuruldu.
1924 tarihli Muhamat Kanunu avukatlara sadece bir tarafın hak ve çıkarlarını koruyan kişi gözüyle bakıyordu. 1838 tarihli Avukatlık Kanunu ise avukatların aslında bir kamu hizmeti gördüklerini, adaletin bütünüyle gerçekleşmesine ve kanunların tam olarak uygulanmasına yardımcı olmakla görevli bulunduklarını kaydetti. 1969 tarihli Avukatlık Kanunu bu tanımın kapsamını daha da genişletti: Avukatın kamu hizmeti gördüğünü, dolayısıyla da adli mercilerin ve resmi dairelerin avukatlara yardımla yükümlü olduklarım vurguladı.
1933'te İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat sayısı 603'tu. Türkiye'de baroya kaydolan ilk kadın avukat, 1927'de Ankara Barosu'na giren Süreyya Hanım (Ağaoğ-lu) idi. İstanbul Barosu'na ise ilk kez, 1928'de Beyhan Hanım adlı kadın avukat üye oldu. Cumhuriyet yıllarında barolara kayıtlı avukat sayısı hızla arttı. 1939'da Türkiye'de 17'si kadın toplam 1.631 avukat vardı. Ağustos 1960'ta İstanbul'da 270'i kadın olmak üzere toplam 2.230 avukat bulunuyordu. Bu sayı Türkiye barolarında kayıtlı avukat sayısının hemen hemen yarısıydı. 1982'de üye sayısı 6.863 olan İstanbul Barosu'na halen 11.000 civarında avukat kayıtlıdır.
İstanbul Barosu, Türkiye Barolar Birliği üyesidir. Baronun halen çalışmalarını sürdürdüğü Beyoğlu, Orhan Adli Apaydın Sokağı'ndaki (eski Piremeci Sokağı) bina İstanbul Barosu Yardımlaşma Sandığı'nın malıdır.
ZAFER TOPRAK
Güçlü bir
barok etkisi
görülen ampir
dönemi
yapılarından
biri olan
Nakşıdil Sultan
Türbesi, 1817.
Ali Hikmet Varlık,
1993
Dostları ilə paylaş: |