Ehl-i Beyt mektebi ve Oniki İmâm @ yoluna göre namazı bozan şeyler onikidir:
1-Namaz hâlindeyken namazın şartlarından birinin yok olması: Meselâ; namazda iken namaza durulan mekan, üzerindeki elbise vs. nin gasp edilmiş olduğunun anlaşılması, abdestsiz olduğunun hatırlanması vb. gibi.
2-Namazda iken kasıtlı veya kasıtsız abdest yada guslü bozan her hangi bir durumun ortaya çıkması. İdrârını, büyük abdestini vs. tutamamak gibi özel hallerde ise konu ile ilgili fıkıh hükümlerine göre amel edilir.
3-Namazda elleri birbiri üzerine koymak, göbek, göğüs vs. üzerinde bağlamak, üst üste koymak. Bilindiği üzere Ehl-i Beyt fıkhında, namazda iken eller hiç bir surette bağlanmaz, esas duruş vaziyetinde yanlara salınır.
4-Namazda iken okunan “Fâtiha sûresi” nden sonra “Âmin” demek.
5-Namaz halindeyken kasten veya unutkanlıkla arkasını kıbleye dönmek, sağ yada sol tarafını kıbleye çevirmek veya yüzünü “Kıbleye dönük değildir.” denilecek miktarda kıbleden başka yöne çevirmek.
6-Namazda kasten konuşmak, anlamı olsun veya olmasın bir yada daha fazla kelime söylemek.
7-Namazda sesli olarak veya kahkahayla gülmek. Gülümsemek her ne kadar namazı bozmaz ise de namaz âdâbına uygun değildir.
8-Namazda iken dünyâ işleri için sesli olarak ağlamak. Sessiz bir şekilde ağlamak namazı bozmaz ise de güzel bir davranış değildir. Ancak Allâh korkusundan, Allâh aşkından, âhiretteki halini düşünmekten dolayı sesli veya sessiz ağlamak namazı bozmadığı gibi en üstün amellerdendir. Zîrâ Resûlullâh’ın @ ve Oniki İmâm’ların @ namazda özellikle de secde hâlinde iken ilâhî aşk ile nasıl göz yaşları döktükleri hepimizin malûmudur. Ve onlar bizlere en güzel örnektirler.
9-Namazda iken el vurmak, hoplamak, zıplamak gibi namazın şeklini bozan hal ve hareketler.
10-Namazda iken yemek, içmek.
11-İki veya üç rekatlı namazların rekatlarında, dört rekatlı namazların ilk iki rekatlarında şüpheye düşmek.
12-Namazın rükun denilen kısımlarından her hangi birini kasten veya unutkanlıkla, rükun olmayan kısımlarından da her hangi birini kasten eksik veya fazla yapmak.
Namazın farzları olarak saydığımız amellerden aşağıdaki beşi rükun olan kısmıdır;
● Niyet
● İftitâh tekbîri
● İftitah tekbîri alındığı andaki kıyâm ile ilk rükûdan önceki kıyâm
● Rükûlar
● İki secde (Her rekatta)
NAMAZDAN HANGİ HALLERDE ÇIKILABİLİR?
Başlanmış bir namaz, hiç bir sebep yokken zevk için bozulamaz. Bu, harâm olan bir davranıştır. Yalnız; malı korumak, canı korumak ve önemli olan her hangi bir şeye zarar gelmesini önlemek amacıyla namaz bozulabilir. Yine, namazın vaktinin geniş olduğu bir durumda, namaz halinde iken alacaklının alacağını istemesi halinde ve borcunu vs. ödemek gibi durumlarda namaz bozulabilir, şartlara göre mutlaka bozulması da gerekebilir... Daha sonra yeni baştan, vaktin namazı kılınır.
Namazda kalpten-gönülden Allâh’a râbıta, bağlılık gerektiği gibi, zâhirî hal ve davranışların da Allâh’ın ve O’nun sevgili Resûlü Hz. Muhammed Mustafâ’mızın @ belirttiği şekillerde olması gerekir. Namaz da iken sebepsiz yere saç, sakal, bıyık, elbise, secde mahalli vs. ile oynamak-ilgilenmek namazdaki dikkati ve samimiyeti giderecek hareketlerde bulunmak uygun bir davranış değildir.
NAMAZ KILARKEN OLUŞAN ŞÜPHELER
“İnsan, nisyan ile malûldur.” sözü ne kadar da mânidâr. Özel ilâhî koruma altında olmayan biz insanların en belirgin özelliklerinden birisi de, hiç şüphesiz ki unutkanlıktır.
Unutkanlık veya bir konudaki tereddütlerimiz, günlük yaşamımızdaki olağan işlerde vâki olduğu gibi, ibâdetlerimizde de ortaya çıkmaktadır. Bu unutkanlık ve tereddütlerin oluşmasında bir çok etkenler söz konusudur. Bu etkenlerden bazıları; günahlarımızın yoğunluğu, ilgi alanlarımızın çokluğu, yapmakta olduğumuz işlere ve ibadetlerimize gereken aşk, şevk ve istekle sarılamamamız... vs. dir.
Başta Ulu önderimiz, Peygamber efendimiz @ ve bütün Peygamberlerle @ Ehl-i Beyt’in diğer Masûm zâtları @, anladığımız mânâda bir unutkanlık ve şüphelerden berîdirler. Onlar ki ibâdete koyulurken aşk-ı ilâhîden kendilerinden geçiyorlardı. Hattâ, namaz ibâdetinin öncülü durumunda olan abdesti alırken bile, o gül benizleri bir sonbahar yaprağı misâli sararıyor, o yüce dîvâna, o kişisel küçük mirâca çıkmanın heyecânı tüm benliklerini sarıyor ve dünyadan kopuyorlardı. Hal böyle iken, nasıl olur da Onlar @ bizim gibi kalbi manen ölme noktasına gelmiş, bütün vücuduna ve hislerine gaflet perdesi çekilmiş, günahlar ile yoğrulmuş kimselerin unutkanlığı ve şüphesi gibi bir şüphe ve tereddüde düşebilirler.
Onların @, namazda dûçâr oldukları şüpheler ve yanılmalar ile ilgili bize ulaşan rivâyetlere gelince, deriz ki;
O kudsî zâtlar @ ibâdetlerin yapılması noktasında insanlığa örnektirler. Dolayısıyla, bizlerin karşılaşacağı unutkanlık ve şüphe hallerinde, neler yapmamız gerektiğini uygulamaları ile bize öğretmişlerdir. Öyle ki, bizler hatalarımızı telâfî etme yol ve erkânını öğrenmiş olalım.232[232]
Sözümüzü, yüce Rabbimizin bizlere öğrettiği bir duâ ve niyaz ile noktalıyor, ve O’ndan yardım diliyoruz.
“... Ey Rabbimiz! Unutur, yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! ...” [Bakara (2): 286]
Namaz kılarken oluşan şüphelerin bir çok kısımları vardır. Bunlardan namazı bozan şüpheler şunlardır:
1.Sabah namazı ve seferdeki namazlar gibi iki rekatlı namazların rekat sayısında şüphe etmek. Ancak, iki rekatlı sünnet namazlarındaki şüpheler namazı bozmaz.
2.Üç rekatlı namazların rekat sayısında şüphe etmek.
3.Dört rekatlı namazlarda bir rekat mı yoksa daha fazlamı kılındığı hakkında şüphe etmek.
4.Dört rekatlı bir namazda ikinci rekatın ikinci secdesini tamamlamadan önce, iki rekat mı yoksa daha fazla mı kılındığı konusunda şüphe etmek.
5.Kaç rekat kıldığını bilmeyip, namazın bütün rekatlarında şüphe etmek.
Yukarıdaki belirtilen hallerde namaz da iken şüpheye düşen bir kimse, hemen namazını bozmamalıdır. Namazını fesâda uğratmayacak bir şekilde şüphesini gidermeye ve kıldığı rekatları hatırlamaya çalışmalıdır. Bu mümkün olmaz da şüphe giderilemez ise, hangi durumda olunursa olunsun namazdan çıkış selâmı verilerek namaz bozulur ve yeni baştan namaza başlanır.
NAMAZDA DİKKATE ALINMAMASI GEREKEN ŞÜPHELER
-
Yerine getirilme zamanı ve mahalli geçmiş amellerdeki şüpheler. Meselâ; rükûya vardıktan sonra Fâtiha’yı okuyup okumadığından şüphe etmek gibi.
-
Selâm verdikten sonra namazda her hangi bir ameli yapıp yapmadığı konusunda oluşan şüpheler.
-
Namaz vakti çıktıktan sonra, namaz kılıp kılmadığı ile ilgili ortaya çıkan şüphe.
-
Bir namazda üç defa veya peş peşe gelen üç namazda (Sabah, öğle, ikindi namazları gibi.) şüphe ederek “çok şüphe eden” ismi kendisine uygun görülen bir kimsenin şüpheleri.
-
Sünnet namazlarındaki şüpheler.
Kılınan namazlarda dikkate alınacak şüpheler ve bunlarla ilgili geniş hükümler, daha ayrıntılı bir şekilde kaleme alınmış Ehl-i Beyt yolu İlmihallerinde mevcuttur. O kıymetli eserlere baş vurularak konular hakkında daha geniş bilgiler edinilebilir.
Dostları ilə paylaş: |