ÂDETİN BAŞLANGICI VE MÜDDETİ
Bir genç kızda âdet hâli en erken 9 (dokuz) yaşında başlar. Bu yaştan önce kanama olduğu takdirde o hayız kanı kabûl edilmez. Genç kızın âdet görmesi ile birlikte “ergenlik çağı” başlamış olur. Kureyş soyundan olan kadınlar 60 (altmış) yaşına kadar, diğer kadınlar da 50 (elli) yaşlarına kadar hayız görebilirler. Bu yaştan sonra görülen kana, hayız kanı (âdet kanı) denilmez. O kanın bir hastalıktan dolayı geldiği kabûl edilir. Kadınların bir kısmı belirtilen yaşlara gelmeden de âdet kanları kesilebilir, menopoza girebilirler..
Âdet müddetinin en azı 3 (üç) gün, en çoğu 10 (on) gündür. Üç günden az, on günden de fazla görülen kan hayız kanı kabûl edilmez.
Hayızın ilk üç günü peş peşe olmalıdır. Meselâ; iki gün kan görülür, bir gün temiz olunur ve yine bir gün kan görülürse o kanlar hayız kanı değildir.
Bir kadın, peş peşe üç gün hayız kanı görür sonra kan kesilirse, sonra tekrar kan görür ve kan gördüğü günlerle aradaki temiz olduğu günlerin toplamı on günden fazla olmazsa, aradaki pâk olduğu günler de hayız günlerinden sayılır.
Bir kadın üç günden az kan görür ve pâk olur, sonra da üç gün veya daha fazla kan görürse ikinci kan hayız kanıdır, evvelki gördüğü kan hayızdan sayılmaz.
Bir kan görülürde, hayız kanı mı, lohusalık kanı mı olduğundan şüphe edilirse, kan hayız kanı şartlarını taşıyorsa hayız kanı kabûl edilir.
Hamile bir kadının veya çocuğuna süt veren bir kadının hayız olması mümkündür.
HAYIZLI BİR BAYANIN YAPMASI HARÂM OLAN ŞEYLER:
-
Abdest, gusül veya teyemmümle yerine getirilmesi gereken ibâdetler. Farz ve sünnet namazlarının kılınması, Ramazân-ı Şerîf orucunun tutulması vs. gibi.
-
Cünüp olan bir kimsenin yapması harâm olan şeylerin tümü.
-
Meni gelmese dâhî sünnet mahalli yada daha azının dâhil olacağı şekilde eşiyle ilişkiye girmesi. Bu fiil erkeğe de harâmdır.
Hayız ile ilgili bazı hükümler;
Bir kadın, hayız kanı özelliği taşıyan kan görür ve onun üç gün süreceğini kuvvetle tahmin ederse o zaman zarfındaki yapması gereken ibâdetlerini terk etmelidir. Şayet üç gün görmez ise, o takdirde yerine getiremediği ibâdetlerin kazasını yapmalıdır.
Erkek, hayızlı olan eşiyle cimâ yaparsa (cinsel ilişkiye girerse), harâm işlenmiş olur. Buna karşılık, kefâret olarak fakirlere sadaka vermeli, hiç olmazsa Allâh’tan af ve bağışlanma dilemelidir.
Hayızlı bir kadını boşamak geçersizdir.
Kadın, hayızlı olduğunu veya hayızdan temizlendiğini beyân ettiğinde sözü geçerlidir, ayrıca araştırma yapılmaz, kadının sözüne itibâr edilir.
Kadın hayız kanından kurtulduktan sonra gusül etmemiş bile olsa onunla cinsel ilişkiye girilebilir.146[146] Ancak, en iyisi gusül yaptıktan sonra ilişkiye girmektir.
Kadının hayızlı olduğu zamanlar kılmadığı günlük namazların kazâsı yapılmaz. Tutamamış olduğu farz orucun ise kazâsı gerekir.
Yakın vakitte hayız olacağını bilen bir hanım, namaz vakti girer girmez namazını geciktirmeden kılmalıdır. Bile bile geciktirir de o arada hayız olursa kılamadığı namazı kazâ etmelidir.
Hayızlı hanımın, namaz vaktinde kendini kandan temizlemesi, hayız bezini değiştirmesi, abdest alarak kıbleye yönelip zikir, duâ ve Peygamberle @ Ehl-i Beyt’e @ salavât ile meşgul olması müstehâb-iyi bir davranıştır.
Hayız guslü nasıl alınır?
Hayızlı bir kadının kandan temizlendikten sonra ibâdetlerini yerine getirebilmesi için gusletmesi farzdır.
Hayız guslü, cünüplükten temizlenme guslü gibi alınır. Ancak, namaz kılınabilmesi için gusülden önce veya sonra ayrıca namaz abdesti de alınmalıdır.
HAYIZ VE HAYIZ HÜKÜMLERİ İLE İLGİLİ EHL-İ BEYT’TEN BAZI RİVÂYETLER
Ehl-i Beyt’in atası Hz. Muhammed buyurdular; “Kim, hayızlı hanımıyla cinsel ilişkide bulunur da cüzzam vb. bir hastalığa yakalanmış çocuğu olursa, o kişi kendinden başka kimseyi kınamasın!”147[147]
Sâdıkların imâmı İmâm Cafer Sâdık @’a soruldu; “Bir kadın hamile kalır, hamileliğinde de önceki aylarda gördüğü gibi hayız olursa namazlarını terk eder mi? İmâm @ buyurdular; “Evet. Böyle bir durumda namaz kılmaz.”148[148]
İmâm Cafer Sâdık’a @ soruldu; “Bir kadın Ramazan ayında oruçlu iken güneş batmadan önce adet görürse ne yapmalıdır?” Buyurdular; “Orucu bozulmuş olur ki yiyip, içebilir.”149[149]
İmâm Mûsâ Kâzım @’a soruldu; “Hayızlı bir kadın, kandan temizlendikten sonra, gusül abdesti almadan kocası ile ilişkiye girebilir mi?” İmâm @ buyurdular; “Bir sakıncası yoktur. Ancak, gusül yaptıktan sonra cimâ etmek bana daha sevimli geliyor.”150[150]
NİFÂS-LOHUSALIK GUSLÜ
Nifâs; Doğumdan sonra rahimden kan gelmesine denir. Nifas hâli kanın görülmesiyle belli olur. Eğer kadın doğumdan sonra kan görmezse lohusa sayılmaz.
Lohusalık müddetinde alt sınır yoktur. Bir kadın hiç kan görmediği zaman lohusa kabûl edilmediği gibi, bir an, bir gün vs. de kan görebilir. Ancak lohusalık kanı 10 (on) günden fazla olamaz. Şayet on günü geçerse, gelen kanın başka sebep ve hastalıklardan geldiği (istihâze kanı olduğu) kabûl edilir. 151[151]
Kadın doğumdan hemen sonra kan görmez, fakat, ilk on gün içerisinde kan görürse, kanı gördüğü andan itibâren lohusa sayılır.
Doğumdan hemen sonra kan görülür, bir müddet temiz kalınır, sonra doğumdan itibâren ilk on gün içerisinde yine kan görürse iki kan görme zamanı ve arasındaki günler lohusalıktan sayılır.
Doğum veya düşükte çocuğun yaratılışının tamamlanmış olması gerekmez. Rahimden gelen düşük, içerde kalsaydı “insan olurdu” denilecek durumda idiyse, bu halde de gelen kan nifâs-lohusalık kanı sayılır.
Hayızlı bir kadına neler farz ve neler harâm ise lohusa için de aynı hükümler geçerlidir.
Lohusalık halinden temizlenen bir kadın, hayızdan temizlenen kadın gibi, boy abdestini ve namaz abdestini alarak ibâdetlerini yerine getirmeye başlar.
Dostları ilə paylaş: |