determine karar vermek; kararlastirmak; karar verdirtmek; belirlemek, saptamak
diary i. 1. günce, günlük. 2. hatıra defteri.
drop out 1. (üyelikten) ayrılmak, çıkmak. 2. okula devam etmemek.
eyelash (i.) kirpik.
frostbite soguk isirmasi
limp f. topallamak, aksamak. i. topallama. s. yumuşak, bükülgen, gevşek.
long on fazlasi olan
pull away 1. hareket etmek, yola çıkmak. 2. (bir yerden) uzaklaşmak: Pull away from the curb a little. Arabayı kaldırımdan azıcık uzaklaştır. 3. geri çekilmek.
push through zorla kabul ettirmek.
shelter "i. 1. sığınak; barınak; korunak. 2. siper: They took shelter under a tree. Bir ağacın siperine sığındılar. f. 1. korumak. 2. barındırmak; barınmak. 3. saklanmak; sığınmak; siperlenmek.