kaygıruu, işs. kaygır-’dan
kayğısız, gamsız, düşüncesiz; kaygısız kara suuğa semiret ats. gamsız adam pınar suyu içmekle bile semirir.
kayğıt-, geniş bir dönüş yapmak (mes, atlı hakkında).
kayğuul, devriye, uç (karş. kaykool).
kayrı-, 1. (dişi deve hakkında) çiftleşirken aygır deve tarafından aşınmış olmak, kayışmak; 2. havada ve su yüzünde kaymak (mes. disk veya yassı taş hakkında); yukarıya doğru havalanmak; yukarıya uçmak (bir müddet ufkî istikamette uçtuktan sonra amûdî istikamette havalanmak); 3. iki şeyi birbirine kavuşturarak, sıkı dikişle dikmek. (iğne ardı dikmek).
kayık ı, dikiş yeri, iğne ardı dikiş.
kayık ıı, kaykık, sandal.
kayık- ııı, donmak, baygın bir hale gelmek.
kayıktır-, baygın bir hale gelinceye kadar dondurmak.
kayıl ı, a. mutabık, muvafakat eden; boyun iğen; açka, tokko kayıl bolup cürö beret: hem açlığa, hem tokluğa razı olarak geziyor (hiç aldırmıyor).
Dostları ilə paylaş: |